Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat Acayip
"Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." - T. Buğra
- Şaşılacak, garip
- Güldürücü
"Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış." - A. Ş. Hisar
- Gülünç
"Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun." - Anlaşılmaz
"Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor." -
ünlem Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz
"Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor." - A. Haşim
"tuhaf" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yüzde kırka varan kırpma yetmiyormuş gibi, aklıevvel birileri de çıkıp “İmar rantı vergisi alınacak” şeklinde tuhaf ya da anlamsız gelen açıklamalar yapıyor.
Biz unuttuk ama ormanları yiyen otobanlar genişlemeye, çatallaşan yeni, tuhaf yollar ankebut misali dönmeye, döndürülmeye devam ediyor.
Ağustosböcekleri susarken etrafa tuhaf bir sessizlik çökmüş, uzaktan uzağa bir baykuşun sesi duyulur olmuş, yaseminlerin iç bayıltıcı kokularıyla rakının anasonu birbirine karışmıştı.
Siyahi insanlar için üretilen bu tuhaf kremi rengini beyazlaştırmak isteyenler kullanıyor ve ne kadar beyazlaşacağı kullanıcının isteğine bırakılıyor.
Ama seçimlere ilişkin bir genel başkanın bu kadar bilgisiz ve cahilane sözler sarf etmesi de tuhaf gerçekten.
Kenan Şeranoğlu'nu Türkiye, 1997 Eylül'ünde İzmir Hilton Oteli'nin 31'inci katında 31'inci doğum gününü mankenlerle kutlayan, tuhaf ceketli, dev cüsseli adam olarak tanıdı.
Çok kafa karıştırıcı bir taraftan da çünkü dergicilik çok tuhaf bir şey.
Gül Dölen önderliğinde yürütülen araştırma, çığır açıyor ve aynı zamanda oldukça tuhaf.
Bu plaja geldiğimde ilk tepki olarak halka açık bir yerde erkeksiz o kadar çok kadın toplanmış görmek tuhaf geldi.
Karşımızda diyalog ve müzakereyi vatana ihanet olarak gören, konuşmayı haysiyetsizlik olarak gören tuhaf bir anlayış var.
Nostalji tuhaf bir hastalıktır, gerçeği ustaca rötüşlar, geriye yalnızca hülyalı bir tablo bırakır.
Gemiden ulaşan uğultular, manasız cinayetler ve aniden çıkan yangınların marazi bir huzursuzluk hali oluşturduğu kasabanın sakinleri, karşılaştıkları tuhaf işaretler yüzünden kıyametin yaklaştığına inanmaktadır.
Çaresiz ve huysuz bir adamın bavulunun havaalanında yalnız ve meraklı bir kadının bavulu ile karışması ile başlayan hikaye, tuhaf ve komik olayların birbirini kovalamasıyla devam ediyor.
Hayır, çünkü erkeğin flört etmeyeni tuhaf zaten, o türün doğal özelliği, niteleyici bir sıfat değil.
Ancak gel zaman, git zaman bu iki hedefte de, deyimimi hoş görün, tuhaf bir oyunbazlık içine düştünüz.