Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Tutmasını sağlamak
-
nsz Bir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta
olmak
"Urumeli Hisarı'na oturmuşum / Oturmuş da bir türkü tutturmuşum" - O. V. Kanık
-
nsz Aklına koyup direnmek, ısrar etmek
"Sakal diye tutturmuş, başka laf dinlemiyor." - M. Ş. Esendal
-
-i, -e Çivi, toplu iğne, çengelli iğne vb. ile
iliştirmek, bağlamak
-
nsz Hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek
"Taşı fırlattı ama tutturamadı." - Halikarnas Balıkçısı
-
-i Takip etmek
"Geldiği yolu tutturup gene tek başına mahalle kahvesinin kapısı önüne kadar geldi." - M. Ş. Esendal
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Ayak diremek, üstünde durmak, direnmek.
"tutturmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Eskisi gibi saçları gergin bir şekilde bağlatmak ya da spreyler sıktırarak her yerden tutturmak tarihe karışmıştır.
Bununla birlikte ununuzu elemek de kıvamı tutturmak açısından önemlidir.
Eğer Avrupa'da hedefi tutturmak istiyorsak kendi evimizdeki maçları kazanmamız lazım.
Konseyimizin koyduğu 1 milyon tonluk üretim hedefini tutturmak zor olacak.
Savunma sanayisi alanında sağlanan ihracatın 500 milyar dolar ihracat hedefini tutturmak için en önemli desteklerden birisi olacağını belirten Gülle, savunma sanayisi ihracatını artırmayı bir görev olarak gördüklerini dile getirdi.
Bu manada Avrupa'da yaptığımız mezelerde aynı tadı tutturmak için yine buranın domatesine ihtiyacımız var.
Eğer suyu birden dökersek kıvamını tutturmak konusunda sorun yaşayabiliriz, bu yüzden yavaş yavaş ilave etmeyi tercih etmemiz gerekiyor.