Güncel Türkçe Sözlük
tutuşmak
-
-e Birbirini tutmak, birbirine ilişip
dokunmak
- Bir işe başlamak, girişmek
"İki ordu bir harbe daha tutuştular." - F. R. Atay
-
nsz Yanmaya başlamak, ateş almak
"Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu." - H. C. Yalçın
-
nsz Kızarmak, kızıllaşmak
"Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri" - Y. K. Beyatlı
-
nsz Telaşlanmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
tutuşmak
Yara ateşlenmek, azmak.
"tutuşmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
El ele tutuşmak, kol kola girmek, içine alırcasına sımsıkı sarılmak bir mucize olmadığı sürece benim yapamayacağım şeyler ama omuzlarıma değil de bacaklarıma baktığım zaman yapabileceğim daha başka birçok şey var.
Muhalefet etmek önüne geleni karalamak, gördüğüyle kavgaya tutuşmak değildir.