Güncel Türkçe Sözlük
-
-e Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya
asılmak
"Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan panjurlarına tutunarak odasına girdim." - M. Ş. Esendal
-
nsz Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek,
dayanmak
"Düşman ordusu ordumuz karşısında tutunamadı." -
nsz Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer
sağlamak
"Hafif peltek, bozuk diksiyonuyla tiyatroda tutunamazdı." - N. Cumalı
-
nsz Kendi üzerine koymak, kullanmak
"Yaşmak tutunmak. Sülük tutunmak."
Tarama Sözlüğü
bk. dutunmak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Dayanmak, sığınmak.
"tutunmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Eşinin ölümünün ardından 4 çocuğu ile tek başına kalan Alkurt, hayata tutunmak için ise eşinden geriye kalan 1982 model minibüsle dolmuşçuluk yapmayı seçti.
Bu futbol kalitesiyle oynayan takım, ilk yarı dinlencesinde transfer döneminde büyük yara almazsa bu ligde tutunmak için çok büyük anlamlı savaşım verir.
Eşitsizlik ücretlerde, anlaşmalarda, meslekte yükselmek ve tutunmak için ödenen bedellerde.
Ankara'da çocuk yurdunda büyüyen Akgün, hayata tutunmak için çeşitli amaçlar ararken resim yeteneğini keşfetti.
Toplumda her gün binlerce insan, hastalığının tedavisi, hayata tutunmak için kana ihtiyaç duyuyor.
Organ bağışına öncülük eden Başkan Bekler, binlerce insanın hayata tutunmak için organ nakli beklediğini ifade ederek, herkesi organ bağışı yapmaya davet etti.
Hayata tutunmak için nasıl mücadele verdiklerine biz ekip olarak şahit oluyoruz.