Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
uçlu
  • sıfat Ucu olan, ucu çıkan
    "Bu iki uçlu davanın ise bence bir tek hedefi vardı." - Y. K. Karaosmanoğlu
  • Filtreli (sigara)

"uçlu" kelimesinin kullanım örnekleri.

Sadece Miniso’ya özel ürünler içinde bu kışın kurtarıcısı botanik içerikli dudak nemlendiricilerden içinde gerçek çiçek olan toniklere, doğal nemlendiricilerden akma ve bulaşma yapmayan ince uçlu eyeliner’a, çantalardan boyunluklara, kulaklıklardan özel setlere pek çok ürün sizi bekliyor.

İnce İğne aspirasyon biyopsisi ise tiroid nodüllerinin patolojik tanısında oldukça önemli olan ve iğne uçlu bir enjektörle yapılan bir tanı yöntemidir.

Bu yıl ilk defa kullanılan açık uçlu son üç soru üçgende açı, integral ve bölünebilme kuralından geldi.

Ceyhun Dalkan, aşıların ince uçlu iğne yoluyla kas içine, cilt altına veya ağza damlatma şeklinde yapıldığını belirtti.

Kalbin duvarına sağlam bir biçimde yerleştirmek için vida uçlu veya dikensi çıkıntıları olan teller kullanılır.

Çok sayıdaki altın uçlu mikro iğnelerle cilt üstünde fraksiyonel mikro delikler oluşturulur ve sadece iğne ucundan gönderilen cilt üstüne temas etmeyen radyo frekans ile dermiste kolajen ve elastin üretimi tetiklenirken, epidermis ve yüzeysel cilt tabakalarına potansiyel termal hasar verilmez.

Yıllar sonra hüsnühat sanatına merak saldığını ve kurslara giderek işi öğrendiğini ifade eden Özlok, makine kullanmadan çelik uçlu kalemlerle eski usul elle bakırın üzerine ebru ve hüsnühat sanatını yaptığını anlattı.

Ameliyat sırasında, diode lazer işlemine geçilmeden önce, küçük ve ince uçlu bir küret kullanılarak, kist boşluğu iyice temizleniyor.

Polat Han, AA muhabirine yaptığı açıklamada, resim eğitimi almadığını, öğrencilik yıllarında defter kareleri içine ince uçlu kalemlerle milimetrik boyutlarda resimler yaparak kendini geliştirdiği söyledi.

Bununla birlikte, sivri uçlu, çengelli topuk dikeni büyüdükçe, topuğun yumuşak, yağlı dokusunu yok etmeye başlar.

Matematik sınavında ise, açık uçlu soruların çözümlemeli sonuçlarına bakılacak.