Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Bir insanın yaptığı iş veya meslek, iş güç,
meşguliyet
"Bu arada köy yaşamından çeşitli sahneleri, uğraşları canlandıran oyunlar vardır." - M. And
- Bir kimsenin kendi isteğiyle seçerek ve zevk alarak yaptığı
iş, iş güç, meşguliyet
- Bir güçlüğü yenmek için gösterilen sürekli çaba,
mücadele
"Onlara biraz gayretle anımsatılabilir bu gerçekler ama bu hem zahmetli, hem de süreç içinde kendimizi de onları da kırmayı göze alan bir uğraş gerektirir." - R. Mağden
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
meslek.
Tarama Sözlüğü
Harp, savaş, kavga, cenk, dalaşma.
Toplumbilim Terimleri
Sürekli, kurumlaşmış ve uzmanlık konusu olan etkinlik.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Anlaşmazlık.
"uğraş" kelimesinin kullanım örnekleri.
Avetisyan, Fikret Amirov’un Şehrizadın Şenliyi 1001 Gece Balesinden, Dadaş Dadaşov’un Scherzo Çınara’nın Sevinci, Tolga Zafer Özdemir’in Likya Dede Balesi’nden Fragmanlar, Karşılama, Aganta Burina Burinata, Cem Prulliyaş, Enis Gümüş’ün Başına Bağlamış Astar’dan, Uğraş Durmuş’un Haliç’te No:8, Onur Türkmen’in Kanun ve Piyano için Anımsamalar (ilk seslendiriliş) eserleri müzikseverlerin beğenisine sunuldu.
Akaslan’ın uzun süre üzerinde uğraş verdiği ‘Deliler Kahvahanesi’ adlı roman Akıl Fikir Yayınları’dan okuyucuyla buluştu.
Bıçağı ile ünlü Sivas’ta bıçak sanatını yaşatmak için uğraş veren Sivas Bıçağı ustası İbrahim Argut ise 65 yıldır bıçak sanatını yaşatmaya çalışıyor.
Eşi de Sınıf Öğretmeni olan 3 çocuk annesi Cemile Aydoğan Karayiyen kucağına aldığı 2,5 yaşındaki küçük kızı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gösterilerinde öğrencilerinin gösterisini yönetmek ve çocuğunu avutmak için büyük uğraş verdi.
Dönem Uzman Erbaş Komando Temel Kursiyerleri Bröve Takma Töreni'nde yaptığı konuşmada, askerlik mesleğinin giderek daha karmaşık bir uzmanlık alanı ve tecrübenin önem arz ettiği i bir uğraş haline dönüşmeye başladığını belirtti.
Sarı, kızıl, çikolata gibi farklı renk denemelerinden, kıvırcık, bukleli ya da dümdüz bir görünüm elde etmeye kadar kadınlar hemen her gün saçları ile uğraş halinde.
Üreticilerimiz hava şartları daha kötü olmadan ürünlerini depolamak için yoğun uğraş gösteriyorlar.
İkilinin arasındaki buzlar erir ve eski günlerine dönebilmek için büyük bir uğraş vermeye başlarlar.
Bu anlamda pul koleksiyonculuğu yani filateli önemli bir uğraş olarak karşımıza çıkıyor.
Ne yazık ki yeterli spor, kültür ve sosyal uğraş alanları, faaliyet alanları olmadığı için çocuklarımız maalesef amaçsız, gayesiz ve kendi haline bırakılmış durumda.
Sakarya Ziraat Odaları Koordinasyon Başkanı Ali Şener Bayraktar da fuar ile Sakarya'da bir ilkin denendiğini ve bu çapta bir organizasyonun hayata geçirilme aşamasında başta Sakarya Ticaret Borsası olarak başarı için uğraş verdiklerini belirtti.
Guguklu saatler üzerinde ustalaşan Yıldırım, daha çok yurt dışında üretilen ve parçaları zor bulunan guguklu saatleri, 6 yıl uğraş vererek, el yapımı imal etmeyi başardı.
Belirli bir konu üzerinde araştırma yapmak, inceleyici olmak için uğraş verebiliriz.
Onlar bir yandan kurdukları masa sporları derneği üzerinden langırtı yasaklayan yasanın değişmesi için uğraş verirken bir yandan da çeşitli uluslararası başarılara imza atıyorlar.
Belediye demek açı doyuran, çıplağı giydiren, üşüyeni ısıtan, hasreti dindiren, toplumsal bünyeyi dengeleyen, darda ve zorda kalanı sarıp sarmalayan müşfik ve müthiş bir uğraş demektir.