Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
uğraşmak
  • -le Bir iş üzerinde sürekli çalışmak
    "Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." - P. Safa
  • -e Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek
    "İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." - H. Taner
  • Zamanını bir işe verme durumunda kalmak
  • Savaşmak
    "Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." - Atatürk
  • Birine kötü davranmak
    "Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" - Ö. Seyfettin
Tarama Sözlüğü
uğraşmak
  1. Karşılaşmak, rast gelmek, raslamak, kavuşmak.

  2. Çarpışmak, savaşmak.

"uğraşmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

O işi sevdiğiniz zaman çalışmak uğraşmak size angarya gelmiyor daha güzel geliyor, hoş geliyor.

Normalde baktığında bu bilim insanları araştırmalarını başlatabilmek için kağıt işleriyle uğraşmak durumunda kalıyorlar, kendileri bağış toplamaya çalışıyorlar ki laboratuvarlarına girip araştırmalarına başlayabilsinler.

Hepimiz bunu çok iyi biliyoruz ki bir takım hobilere sahiptirler yani uğraşmak istedikleri ek alanlarının olmasını isterler zira çalışırlar hayatın bir yorması vardır ve biri tespih hobisi ile ilgilenir birisi saat hobisi ile ilgilenir o boşluğu doldurmak için bunlar vardır.

O sütü alanlar böyle bir kahpelik yapıyorlarsa onlarla uğraşmak bizim görevimiz.

Böylelikle artık kayıt işlemleri ve sıra bekleme çilesi ile uğraşmak zorunda kalmadan randevu tarih ve saatinde hastaneye giderek daha modern koşullarda muayene olabilme ve sağlığına kavuşabilme imkanına sahip olabiliyor.

Sultan Abdülhamid hem dış ülkelerin baskıları hem de içeride ayaklanan tüccarlar ve gayrimüslim tebaa ile uğraşmak zorunda kalır.