Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Uğratmak işi
"Onu, ondan kendine kattıklarıyla köklü bir değişime uğratmayı amaçlıyor." - A. Ağaoğlu
"uğratma" kelimesinin kullanım örnekleri.
Gordejuela, Libya'da Birleşmiş Milletler öncülüğünde yürütülen siyasi süreci akamete uğratma riski taşıyan eylemlerden kaçınılması gerektiğini belirtti.
Bu büyük gelişimin ve birlikteliğin endişesini yaşayan şer güçler terörle, darbe girişimleriyle ve manipülatif döviz işlemleriyle gelişen ekonomimizi sekteye uğratma ve kardeşliğimizi yıpratma çabasında olsalar da bunu asla başaramayacaklardır.
ABD'den sonra AB'nin de koruma önlemi alması, birçok çelik üreticisi ülkeyi benzer kararları almaya sevk ederken bu durum Türkiye'nin diğer ülke pazarlarına olan ihracatını da sekteye uğratma potansiyeli taşımaktadır.
Tüm Libya halkına ait olan doğal kaynakların gayri meşru yollarla idare edilmeye çalışılması, uluslararası toplumun desteğiyle ülkede sürdürülen barış, uzlaşma ve istikrar yönündeki gayretleri akamete uğratma riski taşımaktadır.
Bu tabi terörle mücadeleyi normalde ciddi olarak zafiyete uğratma potansiyeli taşıyan bir yaklaşımdır, bir duruştur.
Başsavcılık, Rezak hakkında yolsuzluk ve devleti zarara uğratma suçlamalarıyla yürütülen soruşturmada eski başbakana üç yeni suçlama yöneltti.