Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
ufak
  • sıfat Boyutları normalden küçük
    "Ufak ev."
  • Yaşça daha küçük olan
    "Bir sabah ufak, sarışın, ela gözlü bir kız karşıma geldi." - N. F. Kısakürek
  • Makam, derece bakımından geri olan
    "Ufak bir memuriyet de olsa olurdu." - O. Kemal
  • Kısa bir süre
    "Ufak bir istirahatten sonra oyuncular birinci muvaffakiyetin tesiri ile ikinci bir raksa başladılar." - A. H. Müftüoğlu
  • Önemsiz, çok az
    "Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı." - R. N. Güntekin
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
ufak

bk. çevren.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ufak
  1. Ekmek kırıntısı.

  2. Küçük odun parçaları: Oğlum bu ufakları topla da yakalım.

"ufak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Aslına bakarsak bizler zaten farklı bir durumda değiliz; hükümete yönelik en ufak bir eleştiri hakaret olarak görülüyor; hükümet herkese, abartmasız herkese, hakaret edebiliyor ama onların yaptığı sadece “eleştiri” olarak görülüyor!

Sahibine daima bağlı kalan Ahal teke atları, tek biniciye alışık oldukları için binicisinin en ufak imalarını bile algılayabiliyor.

Ses kalınlaştırmanın yaklaşık 2 saatlik cerrahi bir operasyon olduğunu açıklayan Azizli sözlerine şöyle devam ediyor; "Boyun ön tarafından ufak bir kesi yapılmakta ve ses tellerinin yapıştığı kıkırdak ile ses tellerine adeta akor yapmaktayız.

Ulaşımda en ufak bir aksama olmadan bu kışı geçirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Yaralılardan Alpyürek ve Başak kazayı ufak sıyrıklarla atlatırken, Teğmen Davut Başaran ise kazada ağır yaralanarak, Keşan Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde tedavi altına alınmıştı.

Detoksa başlamadan öncesi ve sonrasında 3 gün bitkisel ağırlıklı ve kolay sindirilebilir besinler almaya özen göstermeniz bu süreç öncesi ufak bir alıştırma olabilir.

Bir hadisi anlamak ve anlatmak için dil, gramer ve retorik bilgisi ileri olmalıdır ki bazı ufak farklılıklar büyük problemlere dönüşmesin.

Şu ansa Ufak Tefek Cinayetler dizisinde başrol karakterlerinden olan Merve'yi canlandırıyor.

Toplumda bu rahatsızlığa sahip olan insanlarımıza vebalı gibi bakılsa da AIDS, en ufak bir temasta bulaşan bir hastalık değildir.

İlk başta ufak tefek bantlama işi, zımpara işi derken şimdi tamamen bir usta oldu.

Daha ortaokul birinci sınıfta, hakkında en ufak bir fikrim olmayan şeyleri bağnazca yeriyor ya da savunuyordum.

Burada herşeyin bir belgelenme olayından bahsediliyor ama zaten her yerde, kredi kartı alırken de, en ufak bir yere müracaat ederken de TC kimlik numaralarımız veriliyor.

İşte burada yapılan etkinlik bu bilinçlenme sürecine ufak da olsa katkı sağlayacak bir etkinliktir.

Yavru ayının hemen ardından bulunan anne ayının, çalılıktan çıkıp kendisine saldırdığını aktaran Nelson, saldırıya yumruklarıyla karşılık verdiğini, boksörlük geçmişinden edindiği dövüş yetenekleri sayesinde kavgadan yalnızca yüzünde ve göğsünde ufak sıyrıklarla ayrıldığını belirtti.

Şuurda ufak da olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz.