"uzatılmak" ne demek

"uzatılmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yeni camiyle birlikte yaptırılan 35 metrelik minare eski minareden yaklaşık 10 metre uzun olunca eski minare uzatılmak istendi.

Savcı Hüseyin Kaplan da, mahkemede devam eden davanın hızlı sürüp diğer yargılamalara göre hızlı sonuçlanmasını, mütalaa aşamasına gelip mütalaanın verilmesini, mütalaa verildikten sonra sanık ve avukatlar tarafından karar verilmesini engellemek veya aleyhte karar çıkacağı düşüncesiyle yargılamanın uzatılmak istendiğini söyledi.

Madenci aileleri ile avukatları, gerçeklerden korkulduğu için sürecin uzatılmak istendiğini savundu.

Piyasadaki belirsizliğin sürmesi, sıcak para akışının olmamasından dolayı, özel sektörde yapılacak yeni yatırımların hiçbiri yapılamazken, mevcut olan yatırımlar ise ya durdurulmuş ya da iş bitirme süreleri uzatılmak zorunda kalınmıştır.

Arazide yığılı taşlardan dalgakıranın daha da uzatılmak istendiği sanılırken, çevreciler duruma tepki gösterdi.

Özellikle bölgemizde Kuzey Irak'tan başlayan ve Akdeniz'e uzatılmak istenen terör koridoruna müsaade etmeyeceğimizin en net göstergesidir.

Salt bir mahalleye yoğunlaşıp başka mahalleye geçiş üzerinden sokağa çıkma yasağının sürekli uzatılmak zorunda kalındığı bir yöntem yerine bütün şehirde, ilçede aynı anda mücadeleyi yürütmek, netice alıcı şekilde yöntem benimseme yoluna gittik.