Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
vaat
  • isim Bir işi yerine getirmek için verilen söz
    "Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi?" - N. Hikmet

"vaat" kelimesinin kullanım örnekleri.

Düzenlenen spor etkinlikleri ile aklen ve bedenen sağlıklı nesiller yetişmesine destek olunurken ayrıca gelecek vaat eden sporcular tespit edilerek destekleniyor.

Bu tabloya alışılmak mümkün değildir, çünkü iktidarın seçim meydanlarında vaat ettiği ‘istikrar’ ancak ülkede ardı ardına patlayan bombalar olarak cisimleşmektedir.

Seçim programlarında, zenginlerin paralarını anlamsızca çarçur etmeyeceklerini, bunun yerine bu paraların, alt geçitlerde nakit olarak halka dağıtılacağını, ülkenin güney sınırlarında mültecilere karşı inşa edilen tel örgüler yerine, nasıl olsa aklı başında olan kimse bu ülkede kalmaz diyerek, ülkeyi pas geçen üst geçitler inşa edileceğini, hükümet çevresinin hırçın ve sürekli öfkeli tanımış simalarının hırslarının özel akülerle enerjiye çevrilip bununla ülkede enerji sorununun çözüleceğini de vaat ediyorlar.

Bunun dışında esnaf ve sanatkarımızın geçmişteki hizmetlerini borçlanabilme hakkının verilmesini vaat ediyoruz.

Ölümden, kandan, gözyaşından başka hiçbir şey vaat etmeyen bu hainlerin, hesabını ve defterini dürmek bizim en net vazifemizdir ve bunun gereğini mutlaka yapacağız.

Meseleye birde işveren açısından bakmak lazım, bol vaat belki iyidir, güzeldir belki ama bunun gerçekleştirilebilme oranına bakmak lazım.

Destek gecesinde Yeni Malatyasporumuzu sahipsiz bırakmayan hamiyetli hemşehrilerimiz çeşitli miktarlarda para vaat etmişlerdir yalnız bu rakamlar kamuoyuna doğru yansıtılmadığı için kameralar karşısına geçip doğru bilgileri vermek istedim.

Bu şartların halkta yarattığı hoşnutsuzluk ve öfke, ayrıca sol eğilimli partilerin çözüm bulmaktaki yetersizliği, seçmenlere duymak istedikleri çok şey vaat eden popülist ve radikal gruplara daha geniş destek sağlamıştır.

Velhasıl geleceğe dair hiçbir umut vaat etmeyen, edemeyen, üstelikte ne idüğü belirsiz mahfillerin oyununa gelen ama karşımızda zoraki bir araya getirilmiş bir muhalefeti görüyoruz.

Liyakatin ön planda olduğu, adaletli ve güvenilir testlerle işe alımlarla, gelecek vaat eden genç arkadaşlarımızın bizleri aratmadan zevkle ve itina ile çalışacağını umarak tüm mesai arkadaşlarıma, gazeteci dostlarıma, kurum yöneticilerime ve tüm Denizli'ye bu vasıta ile 'hoşçakal' demek istiyorum.

Kurnazca yaratılan öğelerin kolayca şıklığı sağlamasının yanı sıra azami esneklik ve kadınsılık da vaat ediyor.

Rhode Island Memorial Hastanesi'nden gelecek vaat eden bir 1996 çalışması, yüksek kolesterollü 41 erkeğe sarımsak özü verdi ve çalışma süresince toplam kolesterolün yüzde 6 ila 7 oranında düşürdüğünü buldu.

Rahatlığı vaat eden keten kumaşlı ürünleri floral desenli detaylar ve işlemelerle süsleyen Zühre, şık görünmek isteyenlere de alternatifler sunuyor.

Buna inananlar da olmuyor değil, oluyor ama bizim sırtımızda küfe var, yapacağımız işi vaat ederiz ve onu yaparız.

Ucuz, gökteki yıldızları bile vaat eden, kıytırık koalisyonlarda sandalye kapmak için siyaset yapan o anlayışa 'sen uzak dur artık.