Güncel Türkçe Sözlük
vakitsiz
-
sıfat Uygun bir zamanda olmayan
"Herhâlde padişah da, annesi ve hemşireleri de dostlarının vakitsiz ölümüne karşı çok müteessir olmuşlardı." - A. H. Çelebi
-
zarf Vakti, zamanı gelmeden
"Beni vakitsiz koyup giden anamı düşünür dertlenirim." - A. M. Dranas
"vakitsiz" kelimesinin kullanım örnekleri.
Ana sigortanın bir anda atmasıyla kesilen elektrikler, üst üste gelen davetsiz misafirler, ansızın çıkagelen eski sevgili Clea ve gizlice alınan eşyaların vakitsiz gelen Harold'dan saklanarak zifiri karanlıkta geri götürülme telaşı.