Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Ödev
"Sana karşı olan vazifelerimde kusur mu ediyorum?" - A. M. Dranas
- Görev
"Nedim bugün vazifesine geç geldi." - A. Gündüz
- Günlük ücret, yevmiye
Vikipedi
Vazife kavramı, neo-spiritüalizm’in temel kavramlarından biridir. Vazife kavramı otomatik karakterler göstermekle birlikte hayvanlarda bile mevcuttur, bir hayvanın kimi zaman kendi canını feda edecek derecede yavrusunu korumaya çalışması buna bir örnektir.
Neo-spiritüalist görüşe göre, insanın dünyada yapmakla yükümlü olduğu vazifelerle ilgili faaliyetler iki grupta toplanır:
- Kısaca “dünya işleri ile ilgili faaliyetler” denilen, bedenin canlılığını gerektiği gibi sürdürebilmesi için zorunlu olan yaşam gereksinimlerinin sağlanmasına yönelik “maddî faaliyetler”. Tüm fiziksel, fizyolojik ve maddeyle ilgili sosyal faaliyetler bu grupta yer alır. Yemek, içmek, zararlı dış etkilere karşı korunma yollarını araştırmak, soyun sürdürülmesini sağlamak ve bütün bu işler için gereken maddi olanakları, bilgileri, sosyal mevkileri kazanmak vb. bu faaliyetlere örnek olarak gösterilebilir.
- Bedeni ve maddî gereksinimleri hiç ilgilendirmeyen, insanın diğer varlıklarla ilişkilerinden doğan, daha çok başkaları için yapılan ve kişinin öz benliğini ilgilendiren vicdanî ya da “ruhsal faaliyetler”. Sevgi, şefkat, merhamet, fedakarlık, yardımseverlik hislerinin gelişmesine yönelik çaba ve gayretler, bu uğurda çekilecek sıkıntı ve zahmetlere karşı sabırla direnme, ideal heyecanlar ve insanî hareketleri sürdürmede kararlılık gösterme bu gruba girer.
Birinci grubu oluşturan maddi faaliyetler, bu ikinci grubu ilgilendiren vazifelerin yerine getirilebilmesi için bedenin uygun durumda yaşayabilmesine yönelik, yapılması zorunlu olan, fakat “araç” olarak kullanılması gereken işlerdir. Çünkü insan ruhunun dünyaya gelmesindeki asıl “amaç”, kendisine o yaşamın sağlayabileceği ruhsal gelişimdir. Her insan bu iki tür faaliyeti, kendi çapında ve olanakları elverdiğince, yapmakla yükümlüdür. Fakat kişi, bu iki gruptaki faaliyetlerinde ölçüyü kaçırmamalı, dengeli olmalıdır; yani, bu iki faaliyet grubundan birine diğerinden daha fazla önem vermemeli, biri için ne kadar emek ve çaba harcıyorsa, öteki grup için de o kadar emek ve çaba harcamalıdır.
"vazife" kelimesinin kullanım örnekleri.
AK Parti Serdivan İlçe Başkanı Osman Çelik anneliğin zor bir vazife olduğunu belirterek, kadınların, gündüz hayatın koşuşturması içerisinde mücadele edip, akşamleyin de çocukların temel ihtiyaçları ile ilgilenerek onları geleceğe hazırlamalarıyla topluma en büyük katkıyı sağladıklarını söyledi.
Fakat tekrar çiftçilerimizin ikinci mağduriyet yaşamamaları noktasında bu sit sınırını araziye aplike etmek üzere Akşehir Belediyesi olarak kendimize vazife edindik” dedi.
Neden kendi ecdadının kültürüne savaş açar gibi öteki görüp, kendilerine dahi vazife olan kültür haklarının korunması hakkında, aşağılayıcı ve iftiralarla bastırılmak istenen Osmanlı Medeniyetinin kime ne zararı vardır?
Sadece kendi bölgesinde değil Türkiye'ye, ülkedeki tüm üniversitelere bilimsel birikim ve yetenekli hocalar aktarmayı vazife bilmiş ve bunu başarmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini Cebren Iskat veya Vazife Görmekten Cebren Men Etmek suçuna iştirak ettiği sonucuna varılmış, delillerin değerlendirilmesi bölümünde anlatılan gerekçeler ve mevcut yukarıdaki belgeler karşısında savunmasına itibar edilmeyerek mahkumiyetine karar verilmiştir.
Ama benim hizmetlerimi sağlığımda bir başka bakan arkadaşım, kızıma bu hizmetler üzerine vazife deruhte etmek görevi verilmesi cidden çok şeref verici bir şey.
Bir insanın canına kastetmenin bütün insanlığa kastetmek olduğunun öğütlendiği, insanların can ve mal güvenliğinin öncelikle güvence altına alınmasının kutsal bir vazife sayıldığı şerefli bir dine ve tarihe sahip olduklarını belirten Karaaslan, bu düsturu kendine ahlak edinen onurlu bir milletin mensupları olarak hakların kullanılmasının kolaylaştırılması, sürdürülmesinin sağlanması için durmadan çalıştıklarını kaydetti.
Bu şehitler diyarı olan ve her bir karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu güzel vatanımızda seni ve senin gibi şehadete koşanları, Ömer Halis Demirleri, Fethi Sekinleri örnek alan ve gerektiğinde bu aziz millet için, bu cennet vatan için, bayrak için, ezan için canlarını seve seve vermeyi vazife bilen yüz binlerce meslektaşın var, milyonlarca vatan evladı var.
Gelinen noktada da tüm bu muhataplarımızın önüne koyduğumuz önerileri hayata geçirme fırsatı bulacağımız bir vazife ile karşı karşıya kaldık.
Eğer iktidarın kontrolündeki bürokraside kendine durumdan vazife çıkaran, fırsattan istifade muarız ve rakiplerini, sevmediği çalışanları temizlemeye çalışanlar varsa bunları deşifre edecek ve üzerlerine gideceğiz.
Bozdağ, bunun sadece Diyanet İşleri Başkanlığının başarabileceği bir iş olmadığına da işaret edecek ilahiyat fakültelerine, İslami ilimler fakültelerine, imam hatip liselerindeki meslek dersleri öğretmenlerine, din eğitimi almış pek çok kişi ve bu konuda mütehassıs insanlara büyük vazife düştüğünü belirtti.
Osmanlıca kavramı hayatımıza pattadak girince methiye düzmeyi vazife edinenler hazırlıksız yakalandı.