Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
verebilmek
  • -i Verme ihtimali veya imkânı bulunmak
    "Buna biz şimdi karar veremeyiz ama gelecek zaman karar verebilir." - A. Ağaoğlu
  • Verme gücü bulunmak

"verebilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hızlı, etkin, yerinde doğru kararları verebilmek, vatandaşın problemlerinin çözebilmek adına ziyaretlerin önemli olduğunu vurgulayan Kurum, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ilk 100 günlük eylemlerimizi tamamladık.

Turhan, havalimanının, nesnelerin internetinden akıllı dijital saatler veya sanal gerçeklik gözlükleri gibi giyilebilir teknolojilere uzanan birçok teknolojiyle donatıldığını ve donatılmaya devam edileceğini vurgulayarak, "Hem yolculara servis verebilmek hem de çalışanların verimliliğini artırabilmek için bu teknolojiler kullanılacak.

O atıkları dışarıya en uygun şekilde verebilmek evlerimizde en azından atıklarımızı ayrıştırabilmek hepimizin birinci işi olmalı.

Yani mesele cezayı ağırlaştırmak değil, var olan cezayı suçluya verebilmek.

Ülkede suçların önlenmesinin çaresi cezayı ağırlaştırmak değil, gerçekten suçluyu tespit etmek ve cezasını verebilmek.

Yönetimin daha soğukkanlı karar verebilmek ve yeni teknik adamı belirleyebilmek adına bu süreci beklediği öğrenildi.

Annesinin evinde ve evin sokağında görüntüler eşliğinde, Erdal Altıntaş'ın bestesiyle stüdyoda seslendirdiği şiir için klip çektiğini aktaran Önal, bu çalışmadaki amacının, anneleri hayırla yad etmek, onların haklarını bir nebze de olsa teslim edebilmek ve çocuklara annelerin kıymetini, onlar hayattayken bilebilme noktasında mesaj verebilmek olduğunu söyledi.

Şu anda yapılan iş, yargı mensuplarının reisin istediği istikamette karar verebilmek için onun her pozisyonda nasıl düşündüğünü bilebilmek için birlikte yurt gezilerine çıktılar, onunla birlikte yaşamaktalar, birlikte çay toplamaktan, onu dinleyip hayran hayran reise doğru yürümekteler.

Burada hızlı yardımları yaparken, bir taraftan da bu anlamda riskli grubumuzu erken tedavilerine destek verebilmek, diğer taraftan da anneleri, aileleri güçlü bir şekilde bilinçlendirebilmek ve sorun büyüdükten sonra değil, ilk uyarı verdikten sonra sağlık desteğini güçlü vereceğiz.

Yangın, trafik kazası ve arama kurtarma faaliyetleri olmak üzere 1 milyon 100 binlik nüfusa hizmet veren itfaiye ekipleri, 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet verebilmek için spor yapıp eğitimlerini sürdürerek göreve hazır bekliyor.

Asi Nehri'ne temiz suyu verebilmek için dünyanın en gelişmiş sistemini, Membran Biyoreaktör Arıtma Tesisi'ni yapıyoruz.

Bu durumda tümöre yeterli dozu verebilmek amacıyla Brakiterapi uyguluyoruz.

Mersin Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlara daha iyi, hızlı ve kaliteli hizmet verebilmek ve vatandaşlardan gelen istek, şikayet, görüş ve önerileri daha hızlı cevaplayabilmek amacıyla ilk irtibat noktasını hayata geçirdi.

Belki İstanbul yedi tepeli bir şehir, dümdüz değil ama sağlıklı ve yaşanabilir şehirleri oluşturmak, şehrin içerisinde insanlara daha fazla yaşam fırsatı verebilmek bizlerin de hedefi.

Bu kategoride hedef sadece damlama sulama kullanmak değil gübre ve ilacı da damlamadan verebilmek hem ekonomiklik sağlayacak hem de dengeli bir ilaçlama gübrelemeyle verim ve kalite iyi olacaktır.