Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
vurmak
  • -e Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak
    "Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
  • -i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
    "Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor." - R. H. Karay
  • Etkisi bir yere kadar uzanmak
  • Duyulmak, hissedilmek
  • Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek
    "Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur." - R. H. Karay
  • Olumsuz yönde etkilemek
    "Kriz kitap dünyasını da vurdu."
  • -i, -e Hızla değmek, çarpmak
    "Kolumu duvara vurmuşum."
  • Sürmek
    "Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak."
  • Takmak, koymak, bağlamak
    "Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!" - Y. K. Karaosmanoğlu
  • 10. Bağlama, ilişkilendirmek
    "Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar." - R. H. Karay
  • 11. Olduğundan başka biçimde görünmek
    "Deliliğe vurmak."
  • 12. nsz Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak
    "Bıçak vurmak."
  • 13. nsz Uygulamak, basmak, koymak
    "Damga vurmak."
  • 14. Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak
  • 15. -i Amaçladığı şeye rast getirmek
  • 16. -i Hızla çarpmak
    "Ayağını güm güm yere vurarak."
  • 17. -i Silahla yaralamak, öldürmek
    "Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar." - H. E. Adıvar
  • 18. Dokunmak, hasta etmek
    "Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden." - N. Hikmet
  • 19. nsz Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek
    "Dolu, bu yıl ekinlerin çoğunu vurmuş." - F. Otyam
  • 20. nsz Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak
    "Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu." - H. Taner
  • 21. Piyango vb. çıkmak, isabet etmek
  • 22. -i Desteklemek, dayamak
    "Akşam olunca kapının desteğini vurduk."
  • 23. Çıkmak
    "Su dışarı vurdu."
  • 24. Sırtına, omzuna yerleştirmek
    "Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu." - H. Taner
  • 25. Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak
  • 26. Tavla oyununda pulu kırmak
  • 27. Manevi olarak yaralamak
  • 28. İçki içmek
  • 29. Kadeh tokuşturmak
  • 30. -i Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak
    "Birinin on milyon lirasını vurmak."
  • 31. -i, -e, matematik Çarpma işlemini yapmak
    "İkiyi dörde vurursak sekiz eder."
Tarama Sözlüğü
vurmak

Yapıştırmak.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
vurmak
  1. Denk getirmek: Tam üstüne vurmuşum.

  2. Yönelmek, sapmak (genellikle yokuş için).

  3. Koymak: Yemeği ataşa vur.

  4. Yüklemek.

"vurmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Vatoz balığının karaya vurmak üzeri olduğunu gören vatandaşlar, suya girerek, balığı yeniden derin sulara döndürebilmek için büyük çaba harcadı.

Kararda, savunmalarının inandırıcı olmadığı belirtilen Çilem Karabulut'un eşi Hasan Karabulut tarafından 2 yıl içinde değişik zamanlarda tokat atmak, yumrukla vurmak, eliyle iteklemek gibi şiddete rağmen ailesine sığınmadığı, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvurarak gerekli yardımları almadığı, kimlik değiştirmeyi de içeren koruyucu tedbirlere başvurma imkanı bulunduğu halde öldürdüğü eşi ile aynı evi paylaşmaya devam ettiği ifade edildi.

Dışarıdaki güçler birlik ve beraberliğimize darbe vurmak, içeride ise bizi birbirimize kırdırtmak adına Ülkeyi yangın yerine çevirmek için çaba sarf ediyorlar.

Milli hassasiyetler söz konusu olduğunda, mahut milletin bireyleri ne kadar dağınık olurlarsa olsunlar, yürekleri ve ruhları tektir ve aynı hedef doğrultusunda toplu vurmak zorundadır.

Ancak insanlarla ilgili kesin bir yargı kararı yokken, yargı son sözü söylememişken, masuniyet karinesini ayaklar altına almak, insanlarla ilgili haysiyet cellatlığı yapmak, onlara silinmesi zor damga vurmak vicdanla bağdaşır bir şey değildir.

Figürün dış dünyası ile içsel yapısının renkçi bir tavırla dışa vurmak istiyorum.

Dış güçler, yerli iş birlikçileri bu dirilişe sekte vurmak için hesap üzerine hesap yapıyorlar.

Şüphelinin, su sızıntılarını önlemeye yönelik tadilat yapacağı bahanesiyle içeriye girdiği, burada hırsızlık, cinsel saldırı ve başka türlü bir eylemde bulunmayıp, hiçbir sebep olmaksızın maktuleyi başına vurmak, çöp poşetini başına geçirip boynuna bağlamak ve boynunu kesmek suretiyle maktuleyi vahşiyane ve canavarca hisle öldürdüğü değerlendirilmiştir.

Bu bilgiler ışığında, gaitada gizli kan testi, laboratuar testleri, endoskopik incelemeler, BT, MR gibi günümüzün gelişmiş tanı yöntemlerine baş vurmak suretiyle kanser araştırması yapılmadan, uzun sürebilecek ampirik bir anemi tedavisine başlanılmamalıdır.

Ocak ayı sonunda bazı Ukraynalı grupların, Rusya yanlısı ayrılıkçıların ekonomisine darbe vurmak amacıyla demir yollarını keserek antrasit kömür taşıyan trenlerin geçişine engel olması Ukrayna'da elektrik santrallerinde kömür ihtiyacının doğmasına neden olmuştu.

ATMACA Füzesi savaş gemilerini ve diğer transport gemilerini vurmak için güdüm teknolojisini kullanacak ve donanmaya yeni bir saldırı sistemi kazandıracak.