Güncel Türkçe Sözlük
-
-e Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru
çevirmek, teveccüh etmek, yönlenmek
"Aslına yönelerek meseleyi kavramaya çalıştığımızda insan ve teknoloji arasındaki ilişki son çağların bir olayı değildir." - İ. Özel
- Amaç olarak benimsemek, yönlenmek
"Şiire veda etti ve sanatın başka bir bölümüne yöneldi, hikâye ve romana." - Y. Z. Ortaç
- Hedef almak
"Suçlamalar bana yöneldi."
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Yüzünü çevirmek, dönmek.
Bir yöne doğru gitmeye ya da akmaya koyulmak.
"yönelmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Asitlik derecesi düşürülmüş ve içinde herhangi bir kimyasal olmayana sirkelere yönelmek gerekir” şeklinde konuştu.
Türkiye Güneş Enerjisinin rüzgar enerjisine ve biyomas enerjiye, termal enerjiye yönelmek zorundadır.
İlk dikkat etmeniz gereken, sentetik kumaşlardan kaçınmak ve deri, ipek, brokar gibi materyallere yönelmek.
O nedenle rejim icra etmek, kendi formüllerine defakto yöntemlerle ihraç etmeye yönelmek çok yanlış ve sakıncalı yaklaşımdır.
Değilse o zaman yönetemez o orkestrayı, o kakofoni olur yönetemez ya da şiddete yönelmek zorunda kalır istediği ses çıksın diye.
Amacımız sezonu uzatmak, maliyet ağırlık değil, gelir ağırlıklı konsepte yönelmek.
Şimdi bunlara yönelmek için sinyali verdik ve AK Partili belediyelerde bu işler başladı.
Bunun önlenmesi için ot tarımı yerine daha az kimyasal ilaç kullanılacak ürünlerin tarımına yönelmek gerek.
Onun için biz bu üçüncü alan olan ideali ortaya koymak, ideal merkezi üzerinden var olan zemini de dikkate alarak bu sivil alanı genişletecek siyasete yönelmek durumundayız.
Yeni yönetimin de transfer politikası pahalı oyuncular yerine daha hesaplı oyunculara yönelmek gibi duruyor.
Bu nedenle 10 Kasımları bir matem günü olarak kabul etmek yerine, fikirlerine yönelmek onu anlamak adına bir fırsat günü olarak görmeliyiz.