Güncel Türkçe Sözlük
-
isim, dil bilgisi Cümlede oluş, iş ve hareket
bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul
""Çocuk çalışkandır" ve "Çocuk çok çalışır" örneklerinde "çalışkandır" ve "çalışır" birer yüklemdir." -
mantık Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey,
mahmul
Felsefe Terimleri Sözlüğü
Bir önerme ya da yargıda özne üzerine söylenen, onu evetleyen ya da değilleyen; özneye yüklenen şey. Mantıkta formülü P ile gösterilir.
Mantık Terimleri Sözlüğü
( ) || Örn. SaP önermesinin yüklemi P terimidir.
Dilbilim Terimleri Sözlüğü
Gerek fiil ve gerekse isim cümlelerinde Özneye yükletilen işi, oluşu veya hali gösteren fiil yahut koşaçlı isim ( ad, sıfat, zamir,,, ).
Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
Bir nesneye yüklenen iş, eylem ya da durumu gösteren edimsel etkinlik.
Gramer Terimleri Sözlüğü
Cümlede hareketi, olayı, işi, yargıyı bildiren, fiil çekimine girmiş kelimenin cümle bilgisindeki adı. Cümlenin bütün ögelerini kendine bağlayan temel öğe durumundaki yüklem, fiil veya ad soylu bir kelime olabilir: Mubarek su, saçlarımın arasından, kulaklarımın arkasından enseme ve oradan sırtıma doğru serin serin akıyordu (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından: Diğer Nesirler: s. 106). Hoca, son senelerde mektep bütçesinden tasarruf yaparak bevvaba yol vermiş olduğu için burası boştu (R. N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s.140).Manevi şeyler kendilerine bir destek olarak maddî bir varlığa ne kadar muhtaç iseler, maddî şeylerin de içinde nefes aldıkları ve yaşadıkları bir manevi tarafa, bir havaya, bir ruha o kadar ihdiyaçları bulunduğunu görüyoruz (A. Ş. Hisar, Çamlıcadaki Eniştemiz, s. 219). İnsan başlı büyükçe bir asma ikide bir ayaklarına takılıyor, onları düşürüyor ve litarnacı kıyafetli adamın gırtlağı ile keskin bir ağız kavgasına girişiyordu (A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları: Abdullah Efendinin Rüyaları, s.58). Ben bu yaşayışımdan bedbinleşecek kadar gururlu değilim (T. Buğra, Yalnızlar, s. 123). Kapının tunç tokmağı bu karlı gecenin sesleri sağır eden durgunluğu, dolgunluğu içinde kof bir uğultu çıkardı (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Sarı Bal, s. 55); Ali inliyordu. Ayağa kalkmaya davrandı, fakat düştü (S. Faik, Bütün Eserleri 2. Şahmerdan, Lüzumsuz Adam: Bir Define Arayışı, s.50) vb.
Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu
Azerbaycan Türkçesi: xäbär; Türkmen Türkçesi: habar; Gagauz Türkçesi: predikat; Özbek Türkçesi: kesim; Uygur Türkçesi: xävär; Tatar Türkçesi: xäbär; Başkurt Türkçesi: xäbär; Kmk: skazuyemoye ~ xabarlık; Krç.-Malk.:haparçı; Nogay Türkçesi: *habarlawış; Kazak Türkçesi: bayandawış; Kırgız Türkçesi: bayandooç; Alt::aydılaaçı; Hakas Türkçesi: habarlas ~ söyleeçî; Tuva Türkçesi: söglekçi; Rusça: skazuyemoye
Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü
Eylem çekimine girmiş sözcüğün tümcedeki görev adı: Her iş ona kolay geliyor; Ali İstanbul'a gidecekmiş; Her gün burada mısınız? Hasta değilsiniz ya; Bu sınıfın en çalışkan öğrencisi Ahmet mi? vb.
Vikipedi
Yüklem; cümlede özne tarafından gerçekleştirilen eylemi, oluşu, hareketi veya bir olguyu ya da yargıyı bildiren sözcük veya sözcük grubu. Özne ile birlikte cümlenin ana öğelerinden biridir. Yüklemler fiil veya isim soylu olabilir:
- Öğretmen sınav kâğıtlarını dağıttı. ( fiil yüklem)
- Kapıyı çalan postacıymış. ( isim yüklem)
- Okullar, kar fırtınası nedeniyle, bir hafta tatil edildi. (fiil)
- Alparslan, beyleri teker teker bir daha süzdü. - Mustafa Necati Sepetçioğlu (fiil)
- Bir kadının suya değiyor ayakları. - Orhan Veli (fiil)
- Tahsin gelemeyeceğini söyledi; çok yorgunmuş. ("yorgun" isim soylu)
- Dün geceki tiyatro çok güzeldi. ("güzel" isim soylu)
- Bugün çok dalgınsın. (-dır ek-fiili gizli durumda)
"yüklem" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bu türden sorularda, ilk olarak cümledeki yüklem bulunmalı, daha sonra bu yüklemin fiil olup olmadığı tespit edilmelidir.
Bu türden sorularda, ilk olarak cümledeki yüklem bulunmakta, daha sonra bu yüklemin fiil olup olmadığı tespit edilmektedir.