Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yükseltmek
  • -i Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak
    "Yastığımızı alçaltsak da yükseltsek de boynumuz ağrır." - Y. K. Karaosmanoğlu
  • Güçlendirmek, şiddetlendirmek
  • Yüksek bir düzeye getirmek, geliştirmek
    "Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak." - H. E. Adıvar
  • Aşama ve mevki bakımından daha yüksek duruma getirmek
  • Değerini olduğundan daha çok göstermek
  • -e, matematik Bir sayıyı kendisiyle birkaç kez çarpmak
    "5 sayısını dördüncü kuvvete yükseltmek, 5x5x5x5=625 çarpımını yapmak demektir."
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
yükseltmek

(matematik)

"yükseltmek" kelimesinin kullanım örnekleri.

Alivre satış yapanların hepsi fındık fiyatını mecbur yükseltmek zorunda kalacak.

Sarımsak; softjel içeriğindeki ekerler, vitaminler (A, B, C), kükürtlü bir uçucu yağ ve içerisinde bol olarak alil sülfür bulunduğunu belirten Sevil Gülsoy, "Sağlıklı yaşam kalitenizi yükseltmek için alacağınız sarımsaklı softjel gıda takviyesini geleneksel kanallarda rahatlıkla bulabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

Yerine göre bazen yükseltmek bazen alçaltmak bazen ise normal seviyede konuşmak önemlidir.

Havalı süspansiyon sistemiyle Ghost’u alçaltmak ve yükseltmek de mümkün.

Mevcut dokumalarının kalitesini yükseltmek için 1951 yılında Halep’ten aldığı apre makinesini bir mağaraya kurarak çalışmaya başladı.

Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez, buradaki programda yaptığı konuşmada, Ardahanlı çocukları sevindirmek, motivasyonlarını artırmak ve morallerini yükseltmek amacıyla böyle bir girişimde bulunulduğunu aktardı.

İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası, taksilerin hizmet kalitesini yükseltmek ve şoförler arasında mesleğe zarar verenleri ayıklamak amacıyla uzun süredir sıkı mücadele yürütüyor.

Anık, yaptığı yazılı açıklamada, odanın taksilerin hizmet kalitesini yükseltmek ve şoförler arasında mesleğe zarar verenleri ayıklamak amacıyla uzun süredir çalıştığını ifade etti.

Hedefimiz özel eğitim öğrencilerimizin işe yerleşme oranını daha da yükseltmek ama en önemlisi de onları, ellerinde kollarında bir altın bilezik olarak bir sanatla bezemek.

Karayollarındaki güvenliği ve konforu yükseltmek için 893 kilometre bitümlü sıcak karışım kaplama yaptıklarını anlatan Erdoğan, Mersin ve Konya'da toplamda 2 milyon 596 bin ton kapasiteye sahip 2 lojistik merkezini açılışa hazır hale getirdiklerini söyledi.

MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince, başvuruların cevaplanma sürelerini kısaltmak, cevap kalitesini artırmak ve vatandaş memnuniyetini yükseltmek amacıyla Aydın'da düzenlenen Bilgi Edinme ve BİMER Eğitim Semineri'nde, 105 katılımcıya BİMER Sistemi ile ilgili eğitim verildi.

Belediye olarak halkımızın huzurunu ve refah seviyesini yükseltmek için gece gündüz demen çalışıyoruz.

Bunlar Türkiye'yi belli bir ısıda tutabilmek için dönem dönem yükseltmek dönem dönem eksiltmek için bunları kullandılar.

Mesajda, federal birleşik Kıbrıs için mücadeleyi yükseltmek ve bu doğrultuda çaba gösteren herkesle birlikte hareket etmek gerektiği ve bu mücadelenin yalnızca Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarıyla sınırlı kalmaması, federalist zihin dünyasının yaratılması için yürütülen çabalara en aktif biçimde katılma çabasıyla da desteklenmesi gerektiği ifade edildi.

Okul öncesi öğretmeni Rabia Şahin de okulda çok güzel deneyimler kazandığını, köydeki eğitim seviyesini yükseltmek için ellerinden geleni yapacaklarını aktardı.