Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yıkıcı
  • isim Yıkmacı
    "Eski evlerimiz yandı, yıkıldı. Biz onlar içinde yaşayamaz olduk, alıcı çıkınca yıkıcılara sattık." - H. C. Yalçın
  • sıfat Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yok olmasına, ortadan kalkmasına yol açan, tahripkâr
    "O yıkıcı bozgunun sebeplerini öğrenmeye büyük önem verdi." - F. R. Atay

"yıkıcı" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit (sınırlama) olup olmadığının, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunup bulunmadığının, ahlaki durumunun, yabancılar ile ilgisinin ve sır saklama yeteneğinin mevcut kayıtlardan ve yerinden araştırılmak suretiyle saptanması ve değerlendirilmesi.

Saraybosna iki asır boyunca Balkanlar'ın kültür başkentliğini yapmış, 1914'te Avusturya - Macaristan Veliahtı Arşidük Franz Ferdinand'ın Sırplar tarafından burada öldürülmesi üzerine Birinci Dünya Savaşı'nın çıktığı yer olmuş, 1992 savaşında ise Sırp, Hırvat ve Boşnaklar'ın kendi aralarındaki yıkıcı savaşları sonucu büyük tahribata uğramış, fakat güzelliğini halen büyük ölçüde koruyan Saraybosna'da görülmesi gereken pek çok tarihi eser mevcuttur.

Toplum üzerinde yıkıcı etkilere sahip olan ve kişinin beden ve ruh sağlığını bozan ve değerlerimizi aşındıran alkolün festival ve etkinliklerde kullanılmasına ve özendirilmesine karşıyız.

Cinsel suçların mahiyeti itibarı ile mağdurlar üzerinde fiziksel ve duygusal yıkıcı etkilere sahip olduğuna değinilen genelgede, bu suçlarla ilgili adli işlemlerin titizlikle yerine getirilmesi gereğine vurgu yapıldığı aktarıldı.

Çok büyük ve yıkıcı depremler Kuzey Anadolu fayı, Doğu Anadolu fayı ve Batı Anadolu Graben sisteminde meydana gelmektedir.

Mehmet Akif Ersoy'un unutturulmak istendiği dönemler yaşandığını belirten Yıldırım, milletin manevi değerlerinin horlandığı ve hakir görüldüğü o yıkıcı dönemlerin tarihin çöplüğündeki yerini aldığını dile getirdi.

Bu savaşı, kadınların maruz kaldığı ataerkil baskılara, her an içinde hapsolma riskiyle karşılaştığı marjinalleşmeye, modern çağın nihai felaketi kansere, yıkıcı ama oyalayıcı yaşam deneyimlerine duyduğu arzuya karşı, kendisine karşı veriyor Catherine.

Görevlerim arasında irticai faaliyetler, yıkıcı ve bölücü faaliyetler yer almıyordu.

Hamas ve Filistinli diğer gruplara sınırda roket atışlarına ve provakasyonlara son vermesi, İsrail'e ise durumu daha fazla kışkırtmaktan kaçınmak için maksimum itidal göstermesi çağrısı yapan Guterres, ''Yıkıcı başka bir çatışmanın eşiğinden dönmek için tüm tarafların geri adım atması gerek.

Rapora göre, dünya düşük karbonlu geleceğe geçiş sürecinde üç büyük petrol üreticisi Rusya, Suudi Arabistan ve ABD arasındaki stratejik çıkar çatışması küresel pazarda yıkıcı bir fiyat dalgalanmasına yol açabilir.

Yermakov, raporunda, dünyayı düşük karbonlu bir geleceğin beklediğini, bu durumun üç petrol devi ülkenin küresel petrol pazarında stratejik çıkar çatışmasına dayalı dramatik ve yıkıcı fiyat dalgalanmalarına neden olabileceğini aktardı.

Bonzai zehri kişiyi dış dünyadan soyutlayıp kullananı kaskatı kendinden geçme şeklindeki yıkıcı bir hale sürüklerken, flakka korkutucu dışa dönük eylemlere yol açıyor.

BM, ABD, Körfez ülkeleri ve diğer uluslararası aktörlerin Hudeyde'deki yıkıcı bir savaş ve kitlesel açlığı önlemek veya buna ortak olmak gibi basit bir tercih arasında kaldığına işaret edilen raporda, söz konusu aktörler tarafından çatışmasızlığı getirecek ilk adımın hemen atılması ve Hudeyde kuşatmasının kaldırılmasının sorunun çözümü açısından iyi bir başlangıç olacağı yorumu yapıldı.

Stres, korku ve kuruntulu düşünce biçimleri, zihindeki yıkıcı bilgi türü ve biçimi şiddetle tekrar edildiğinde kanser, kalp hastalıkları, verem gibi birçok hastalığın oluşmasına sebep oluyor.

Stres, korku ve kuruntulu düşünce biçimleri, zihindeki yıkıcı bilgi türü ve biçimi, şiddetle tekrar edildiğinde kanser, kalp hastalıkları, verem gibi birçok hastalığın oluşmasına sebep oluyor.