"yıkamak" ne demek

"yıkamak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Bir onların en büyük mayın Las Medulas de León (İspanya), where yedi uzun su kemerleri bunların büyük bir alüvyon mevduat en yıkamak için etkin oldu.

Önemli olan ellerimizi güzelce yıkamak, öteye beriye aksırarak damlacıklarımızı şuraya buraya bulaştırmamaktır.

Dondurulmuş meyve ve sebzeler zamandan tasarruf etmenize ve yemek hazırlamayı kolaylaştırmaya yardımcı olur çünkü bunları yıkamak, soymak ve dilimlemek zorunda kalmazsınız.

Yapmanız gereken tek şey sebzeleri seçmek, yıkamak, dilimlemek ve kızartmaktır.

Saç derinize masaj yaparak uyguladığınız şam yağı durulama gerektirmiyor, yine de yıkamak isterseniz bir saat sonra şam yağı sürdüğünüz saçınızı yıkayabilirsiniz.

Edinilen bilgiye göre, Bor ilçesine bağlı Gökbez köyünde tarlasında çalıştıktan sonra gölet kenarında yüzünü yıkamak isteyen 20 yaşındaki İsmail Ö.

Sağlam kimse, hasta olacağını çok zan ederse ve nehir temizlemek gibi ağır bir iş yaparken veya devletin emri ile çalışırken, çok sıcak veya soğuk tesiri ile helak olacağını ve kimsesiz olup hiçbir yerden yardım görmeyen kadın nafakasını kazanmak için çamaşır yıkamak, yemek pişirmek ile helak olacağını, çok zan ederek anlarsa, oruç tutmaması ve niyetli orucu bozması caiz olur, başka zaman kaza eder.

Ancak ellerimizi yıkamak kadar önemli olan kurulama işlemini çoğu zaman göz ardı edebiliyoruz.

Edinilen bilgilere göre, yeterli gıda muhafaza şartları taşımayan musluk, mutfak ve tuvalet kısımları olmayan, camiden bidonlarla su taşıyarak bulaşık yıkamak zorunda kalan stantların, gıda satış şartlarını taşımadığı için, 15 gün sonra mühürlenme ihtimalinin kuvvetli olduğu öğrenildi.

Ağız spreyleri, kokular, sıkça diş fırçalamak, ağız yıkamak, çeneyi kapalı veya ağızın bir tarafından konuşmak gibi vokal alışkanlıklar çok sıktır ve zamanla nörotik bir alışkanlık haline gelir.

Hayvanımızın aşıları ve veteriner bakımı tamsa sadece el yıkamak yeterli bir önlem.