Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Yaşatma ihtimali veya imkânı bulunmak
- Yaşatmaya gücü yetmek
- Yaşatma becerisi bulunmak
"yaşatabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Niksarlılar adına konuşan Mücahit Erbin ise tarih ve kültür olarak oldukça zengin olan Niksar'ın kültürünü Samsun'da yaşatabilmek ve yeni nesillere aktarabilmek adına neler yapılabileceğine dair görüş alışverişinde bulunduklarını aktardı.
Onlara bir nebze olsun bunu yaşatabilmek için elimizden gelen her şeyi yapıyorum.
Pazar akşamları ekrana gelecek olan yeni dizisi amansız bir hastalığa yakalanan kızını hakettiği gibi mutlu yaşatabilmek için elinden geleni yapan bir annenin hikayesini konu alıyor.
Irkı yaşatabilmek aynı zamanda kayıt altına alarak Türkiye adına tescil sağlayabiliyoruz.
Kimseyi ötekileştirmeden, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesi birinci sınıf vatandaş olarak görmemiz, özgürlük ve demokrasiyi Anayasal sınırlar içerisinde olabildiğince yaşayabilmek ve yaşatabilmek kararlılığını göstermemiz gerekmektedir.
Bunların yanı sıra millet bilincini yaşatabilmek için gençlerimize, milli kültür ve değerlerimizi aktarmak başlıca görevinizdir.
Nefise, çok erken yaşta anne olmuş, çocuklarına yetebilmek ve onları yaşatabilmek için adeta çırpınmaktadır.