Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yaşatmak
  • -i Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek
    "Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı." - H. Taner
  • Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak
    "Son derece lüks olanaklarla yaşatıyordu yeni ailesini." - A. Kutlu
  • nsz Keyiflendirmek, mutlu etmek
    "Onu sanki yeniden yaşatan sesinizle okur musunuz?" - A. Kabaklı
  • Sürdürmek, devam ettirmek
    "Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." - O. V. Kanık
yaşatmamak
  • herhangi bir yerde barınmasına imkân vermemek
    "Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı." - H. Taner
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yaşatmak

Barındırmak.

"yaşatmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Yarışmanın 27-31 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildiğini ifade eden Şentürk, abdallık geleneğini yaşatmak için bu tür organizasyonlara devam edeceklerini vurguladı.

Çayırova Atatürk Mahallesi Dibek Caddesi, Akse Mahallesi Metehan Sitesi ve Gebze Güzeller Mahallesi sakinleri ile buluşan Başkan Karaosmanoğlu, “Kadim kardeşliğimizi yaşatmak, şehrimizi kucaklamak, komşuluğumuzun hakkını vermek ve vatandaşların hayatı en güzel şekilde yaşaması için çalışıyoruz” dedi.

Sevgi her zaman söylenebilir ama böyle küçük anımsatıcı şeylerle insanlara hoş zamanlar yaşatmak, küçük bir şey de olsa sevdiğini ve sevildiğini anlatmak bence çok güzel bir şey.

Biz de bu güzel değeri anmak, anımsamak ve yaşatmak için hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenliyoruz.

Biz de bu güzel değeri anmak, anımsamak ve yaşatmak için etkinlikler kapsamında bu yıl üçüncü defa yazar ve yayınevlerinin katılımı ile ‘Kırşehir Kitap Günleri’ düzenliyoruz.

Bıçağı ile ünlü Sivas’ta bıçak sanatını yaşatmak için uğraş veren Sivas Bıçağı ustası İbrahim Argut ise 65 yıldır bıçak sanatını yaşatmaya çalışıyor.

Keşkekleri pişiren Ali Artaç ise keşkeğin bir kültür olduğunu belirterek, bunu yaşatmak adına çaba göstereceklerini belirtti.

Bunu yaşatmak isteyenlere, ayrılıkçılık yapmak isteyenlere cevabınız net ve açık.

Hemşehri dernekleri gelenek ve görenekleri yaşatmak, hemşehrilik bilincini aşılamak açısından çok önemli.

Şehitlerimizi anmak ve hatıralarını yaşatmak amacıyla deyim yerindeyse farkındalık yaratmak amacıyla 100 bağlamacı bir araya geldik.

Şehidin ağabeyi Halit Bekdaş da bir ay önce doğan oğluna şehit kardeşinin ismini vererek hem adını hem de hatırasını yaşatmak istediklerini kaydetti.

Koca'nın babası Nurullah Koca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatan özlemiyle yaşayan oğlunun Berçin köyünde 15 Temmuz şehitlerinin anısını yaşatmak istediğini söyledi.

Neşet Ertaş'ın anısını yaşatmak adına yazılan şiiri bestelemek amcasının oğlu olarak bize nasip oldu.

Boğaziçi Üniversitesi, olasılık teorisinden uzay bilimlerine, girişimcilikten programlamaya liselilere, üniversite deneyimini yaşatmak üzere Kış Okulu BOUN 101 Programı düzenliyor.

Anne Narin Börklü de bebeğini yaşatmak için yoğun mücadele veren Prof.