Güncel Türkçe Sözlük
-
-i, -e Yakın bir duruma getirmek,
yaklaştırmak
- Aralarında sıkı ilgi veya duygusal bağ oluşturmak
"Kadının hastalığı esnasındaki hizmetlerim bizi birbirimize yakınlaştırmıştı." - R. N. Güntekin
"yakınlaştırmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kuveyt de her iki tarafı birbirine yakınlaştırmak için ara buluculuk çabası harcasa da şimdiye kadar bu konuda bir gelişme olmadı.
Bu hormonları salgılatmak için ince bağırsağın son kısmını, mideye yakınlaştırmak gerekiyor ki gıdalar hemen geçip, bu bölgeye ulaşsın ve hormonlar aktive olsun.
Dün ki toplantının amacı da reel sektör ile finans sektörünü daha yakınlaştırmak ve samimi bir ortam içerisinde iş insanlarımızın sorunlarını dile getirmekti.
Karşılaşma sonrası düzenlenen ödül töreninde konuşan ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, sanayi ve şehri daha da yakınlaştırmak için çalıştıklarını belirtti.
Bosna Hersek Ankara Büyükelçisi Bakir Sadoviç ise en büyük arzusunun Türk ve Bosna halkını birbirine yakınlaştırmak olduğunu söyledi.