Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yakalamak
  • -i Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
    "Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." - R. H. Karay
  • Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
  • Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak
    "Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar." - H. E. Adıvar
  • Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak
    "Kocasını bir kadınla yakalamış."
  • Söz, bakış veya işareti fark etmek
  • Birdenbire etkisi altına almak
    "Yağmur bizi yolda yakaladı."
  • Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
    "Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor." - A. İlhan
  • Avlamak, tuzakla ele geçirmek
  • Tutturmak
    "Sayısal Loto'da beşi yakaladım."
  • 10. Aynı düzeye gelmek
    "Türkiye geçen senenin ihracat rakamlarını yakaladı."

"yakalamak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kaymakam Erkayıran, eğitime alınan köy korucularının görevlerine değinerek, “Köy korucularımız köy halkının canına, ırzına, malına ve tasarruf emniyetine yönelik saldırıları önlemek, saldırıda bulunanları yakalamak ve suç delillerinin kaybolmamasını sağlayacak tedbirleri almak, görev alanında bulunan kamu ve özel kurumlara ait tesislere yönelik her türlü saldırıları önleyecek tedbirleri almak ve bu gibi tesislerin korunmasında, genel ve özel kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak, tabii afetlerde verilecek görevleri yapmak, bağlı olduğu mülki amirce verilecek ve önleyici kolluk kapsamında olan diğer görevleri yapmaktır.

Projede karşılaştıkları iki zorluğu, anlamsal bütünlüğü yakalamak ve morfolojik kuralların doğruluğunu sağlayabilmek olduğunu söyleyen Yıldız, “Deneklere 6 ünlü şair tarafından yazılmış, 6 tane de ROMTU tarafından üretilmiş şiirleri verdik.

Almış oldukları iyi, kaliteli, karakterli oyuncuları teknik yönetim olarak antere edip, bu başarıyı yakalamak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Boğulup telef olduğu sanılan dananın Balıkhane önünde denize açılan kanalizasyona girdiği saptandı, yakalamak için çalışma başlatıldı.

Polis ekipleri, zanlıları yakalamak için parkta bicibici satıcısı, sokakta simitçi, mahalle arasında da bakkal çırağı oldu.

Polis zanlıyı yakalamak için park içerisinde bicibici satıcısı, sokakta simitçi ve parka yakın bir yerdeki bakkal çırağı oldu.

Fischer, işte o tarihten bu yana kendisini yakalamak, tutuklayıp cezalandırmak isteyen Amerika'dan kaçıyor, Japonya, Macaristan ve Filipinler gibi ülkelerde satrançsever dostlarının himayesi altında bir firari hayatı yaşayıp duruyor, yakalanmamaya çalışıyordu.

Üzeri dantel örtülerle süslenen lambalı radyolar ile cızırtısız ses yakalamak için düğmesi ürkekçe çevrilen ahşap oymalı radyoların yer aldığı Radyo Müzesinin açılışı yapılacak.

Polis, duvarı delmek için kullandıkları malzemeleri de toplayıp beraberinde götüren kişi ya da kişileri yakalamak için başlattığı soruşturma kapsamında, cadde üzerindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı.

Zaman içerisinde bu kaliteyi tekrar yakalamak, bunu tekrardan dokumak istiyoruz.

Polis ekipleri, dolandırılmak istenen Balık'la birlikte hareket ederek, dolandırıcıyı yakalamak için çalışma başlattı.

Siz koltuk yakalamak için her türlü yalanı dolanı söylemeye devam edin.

Siz, koltuk yakalamak için her türlü yalanı dolanı söylemeye devam edin.

Sarıyar Mahallesinde yaşayan Durhan Gürhan, Karabaş isimli köpeği başında çakal ve tilki gibi yaban hayvanlarını yakalamak için kullanılan kapana yakalanmış halde evinin bahçesinde buldu.

Eserlerini önce kağıda eskiz olarak çalışan, harf ve kelimelerin üst üste getirilerek göze hoş gelecek bir şekilde yerleştirilmesi için istif denemesi yapan Yücel, bu düzeni yakalamak için iş üzerinde kimi zaman 1 hafta kimi zaman da 1 ay çalışıyor.