Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Yakalama ihtimali veya imkânı bulunmak
"Kaçırılmış fırsatları tekrar yakalayabilirim." - N. Hikmet
- Yakalama gücü bulunmak
"yakalayabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Ev sahibini gören hırsızlar panikleyip kaçmaya çalışırken, Münif Bentürk ise hırsızları yakalayabilmek için arkalarından koştu.
Ama bundan sonra bugüne kadar olduğundan çok daha fazla kendimizi eğitimde daha iyiyi yakalayabilmek adına sorumlu hissetmek, sorumluluk almak, birbirimizle yardımlaşmak, dayanışmak ve bu bütünsel çok önemli ciddi konuda çözüm ortakları, paydaşlar olmak durumundayız.
Yılın dördüncü çeyreğinde ve 2019 yılında daha yüksek büyüme rakamlarını yakalayabilmek için üretim ve ihracat eksenli bir rota belirlenmeli.
Bu standarttı yakalayabilmek için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz.
Güvenlik güçleri, Süleyman Şimşek'i yakalayabilmek için Görese Dağı eteğindeki Yokuşlu Köyündeki evini ve eşini takibe aldı.
Ortam ne kadar olumsuz gibi görünse de mutluluğu yakalayabilmek mesele.
Buralarda istediğimiz kalkınmayı yakalayabilmek için yeni adımlar atmamız lazım.
Olay yerine gelen polis yaptığı incelemenin ardından hırsızları yakalayabilmek için çarşıda bulunan tüm iş yerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı.
Dansa hazırlanırken koreografların konuyu kendilerine anlattığını ancak kendisinin de ayrıca araştırma yaptığını söyleyen Gorgiashvili, Hürrem Sultan balesi için hazırlanırken çok kitap okuduğunu, Hürrem'in bakışlarını yakalayabilmek için ayna karşısında çalıştığını aktardı.
Artık en lüks markalar bile sokak stili markalarıyla iş birlikleri yapıyor, güncelliği yakalayabilmek için.