Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yalnızca
  • zarf Yalnız olarak
  • Tek başına
    "Ona vefasızlıkta biraz düşünceli davranmayı yararlı buluyor, yalnızca bulduklarında yeni başkana pek uysal davranıyorlardı." - M. Ş. Esendal
  • (ya'lnızca) Belli durumun, şartın veya işin dışına çıkmaksızın, yalnız, ancak, tek, sırf, salt, sadece
    "Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir." - N. Uygur

"yalnızca" kelimesinin kullanım örnekleri.

Törende, Türkiye’de kullanılan en modern teknoloji ile inşa edilen ve yalnızca sıcak asfalt değil, aynı zamanda asfalt altı agrega karışım üretimi de sağlayan tesis açılış kurdelesi kesilerek hizmete girdi.

Yapılan düzenlemelerin yalnızca 32 sayılı Karar’da tanımlanan Türkiye’de yerleşik kişiler arasında yapılan sözleşmeleri içerdiği belirtilen açıklamada, sözleşmenin akdedilme tarihinde her iki tarafın da Türkiye’de yerleşik kişi olması hususunun göz önüne alınması gerektiği belirtildi.

Söz konusu düzenlemelerin kapsamı değerlendirilirken öncelikle dikkat edilmesi gereken hususun, yapılan düzenlemelerin yalnızca 32 sayılı Karar'da tanımlanan Türkiye'de yerleşik kişiler arasında yapılan sözleşmeleri içermesi olduğu vurgulanan duyuruda, diğer taraftan, geçici Madde 8 uyarınca bu kararın (85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı) yayımından önce bedelleri döviz cinsinden belirlenmiş ancak yeniden Türk lirası olarak belirlenecek mevcut akdedilmiş sözleşmelerin kapsamı oluşturulurken, yine sözleşmenin akdedilme tarihinde her iki tarafın da Türkiye'de yerleşik kişi olması hususunun göz önüne alınması gerektiği belirtildi.

Bu seçim, sadece üyelerinin iradesine güvenerek yol alanlarla, üyeleri etki altına almak için sendikamızla alakasız unsurları devreye sokmaya, anlamsız koalisyonlardan medet ummaya çalışanların arasında yaşanmış ve üyelerimiz, yalnızca kendilerine güvenerek yol alanları tercih etmiştir.

Kandaki şeker düzeyini kontrol altına alınabilmek için ilaç dozu değişikliği gerekli olan bazı diyabet hastalarında, yalnızca D vitamini desteği ile bu zorunluluk ortadan kalkmaktadır.

Bedir, Bayburt Kalesi ve etrafındaki araştırmalarda kalenin yalnızca savunma amaçlı kullanılmadığı, bulunduğu ticaret yolu üzerinde güvenliği sağlayarak ekonomik yaşamın gelişmesine de katkı sağlayan bir görünüm arz ettiğini anımsattı.

Bu dönemde, ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında yalnızca ambalaj üreten işletmeler kurulmaya başlandı.

Uzun bir mücadeleden sonra elde edilen Kut’ül Amere Zaferi bunlardan yalnızca birisidir.

Moses’ın öncesinde ise müziğinde yalnızca caz değil, Latin ve Güney Amerika ezgilerini de harmanlayan, klarnet ve saksofon virtüözü Anat Cohen’in dörtlüsü sahnede olacak.

Tunçay, bu bozucu alanlara lokal anestetik ile yapılan nöralterapinin yalnızca patolojik refleks yollarını kesmekle kalmayıp, aynı zamanda bozuk hücre membranını(zarını) doğru potansiyele repolarize(kutuplaşma) ederek, vegetatif fonksiyonları normal hale getirdiğine dikkati çekti.

Brezilya'da kürtaja yalnızca annenin hayatı tehlikedeyse, kadın tecavüze uğramışsa veya bebekte anensefali (gelişim bozukluğu) varsa izin veriliyor.

Antijenik olarak koyun, keçi çiçek virüsü ile çok yakın ilişkide olup, ayrımı yalnızca genetik düzeyde yapabilmektedir.

Kayaaltı, “Kurşun döken kişilerde yalnızca kurşun zehirlenmesinin değil, antimon zehirlenmesinin de göz önünde bulundurulması gerekiyor” dedi.

Antrasit tonlarda nikel bitişler, tellenmiş efektli bakır yüzeyler ve hatta yalnızca endüstriyel mutfaklar söz konusuyken aklımıza gelen paslanmaz yüzeyler bu trendin başını çekenlerden.

Geride yalnızca yıkım ve acı bırakan önemli olaylar, genellikle anımsanmak istenmez.