Could not find any definition of word "yanaştıran"
"yanaştıran" kelimesinin kullanım örnekleri.
Aracı yan yana olan asfalt kazanlarının yanına yanaştıran Bahşi, araçtaki asfaltı hortumla boşaltırken dengesini kaybedip iki kazanın arasına düştü.
Spor gibi insanı insana yanaştıran toplumsal bir olguyu biz geliştirip yaymadıkça zararlı alışkanlıkların önünü almamız mümkün olmayacaktır.
Minibüsü deponun kapısına yanaştıran hırsızlar, yaklaşık 50 bin liralık inşaat malzemesini kısa sürede araçlarına yüklediler.
Aracı yan yana olan asfalt kazanlarının yanına yanaştıran Ahmet Bahşi, araçtaki asfaltı hortumla boşaltırken dengesini kaybedip iki kazanın arasına düştü.