Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yanlış
  • isim Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
    "Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım." - N. Eray
  • sıfat Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı
    "Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı." - A. Gündüz
  • zarf Hatalı bir biçimde
    "Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum." - S. F. Abasıyanık
  • sıfat, felsefe Biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan
Felsefe Terimleri Sözlüğü
yanlış
  1. Doğru olmayan, biçimsel düşünme yasalarına uymayan.

  2. Düşünülen şeyle uyuşmayan. Karşıtı bk. doğru 1,2

Mantık Terimleri Sözlüğü
yanlış

Sözeden dildeki 'yanlıştır' birli yükleminin içlemi olan yanlış olma özelliği. || Doğruluk çizelgelerinde geçen 'Y' ya da '0' simgesi bu özelliğin sözeden dildeki adıdır. || Krş.. doğruluk değeri, doğru.

Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
yanlış

Tümdengelimci bir dizgede yapılan çıkarım ya da ulaşılan vargıların önsayıtlara aykırılığı.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yanlış

Şeytan gibi, akıllı, yiğit, açıkgöz.

Alantopu Terimleri Sözlüğü
yanlış

Başlama atışının kurallara uygun olarak yapılmaması.

Uçantop Terimleri Sözlüğü
yanlış

Yönetmeliğe aykırı hareket.

"yanlış" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ne yazıktır ki yanlış hurafeler doğru gibi sunulup abartılı haklar olarak veriliyor.

O yüzden, rakamlara abanmak yerine, geçmişe ilişkin birtakım yanlış uygulamalar varsa bunların tashihine yönelik bir tavrın içerisine girmek daha uygun olur.

İran, çok daha ayrıntılı açıklamalar yapmayarak, en azından bu 12 maddenin hangilerinin doğru, hangilerinin abartma ve yanlış olduğunu bildirmeden, açık söyleyelim, bazılarında gerçekten ihtiyaç olan kendine çeki-düzen verme çabasına girmeyerek eline geçen önemli bir imkânı kaçırmış oldu.

Hal buyken, yoksulluğa odaklanmak yerine dine abanmak sadece yanlış değil, aynı zamanda reddi mirastır.

Açılış konuşmasını yapan Geyve Belediye Başkanı Murat Kaya, geleneksel hale getirdikleri Geyve Ayva Festivalini ilk yapıldığında sadece bir adımlık yürüyüş zannedenlerin bugün ne kadar yanlış düşündüklerini görmüş olduklarını belirterek, “Yıllık 75 bin ton ayva üreten Geyve’mizde çok ciddi bir üretim var.

Bu durumun ahlaken yanlış, hem de bir suç olduğunu dile getiren Çelik, bunun hiçbir boyutuyla kabul edilemeyeceğini vurguladı.

Francione'a göre, zorunda olmadığımız halde hayvanları zarar vermenin ve onları öldürmenin ahlaken yanlış olduğunu kabul ettiğimizde ve damak zevki, giyim kuşam anlayışı ya da alışkanlık gibi gerekçelerin de zorunluluk olarak sayılamayacağı da göz önünde bulundurulduğunda, veganlık bir tercih değil ahlaki bir yükümlülük teşkil etmektedir.

Ajitasyon da değil, gerçeği göremememiz, yargılamamız, yanlış anlamamız bana çok dokunuyor açıkçası.

Aklımda yanlış kalmadıysa 21 bin insanın seçilmek için gayret ettiği ve gayret ettiği ve seçildikten sonra o şehrin, o beldenin, ilin, mahallenin bütün insanlarına hizmet verecek belediye başkanları, meclis üyeleri, muhtarları olacak” dedi.

Ceza Dairesi kararında, "İstinaf aşamasındaki saygılı tutum ve davranışları, delilleri dairemize yanlış aksettirme imkanı varken, bu imkanı kötüye kullanmaması, yerel mahkemenin sanığın kişiliği üzerindeki değerlendirmesinin, annelerinin ölmesi nedeniyle sanıkla husumeti bulunan müşterek çocukların beyanına dayanması, sanığın pişman olduğunu açıkça belirtmesi ve cezanın, geleceği üzerindeki etkileri nedeniyle takdir indirimi uygulanarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması ve hükmen tutukluluk halinin devamına" ifadeleri yer aldı.

Olayları yanlış aksettirme ve Büyükşehir Belediyesi'nin basına müdahalesi gibi iddialar da ortaya atılıyor.

Sorunun çözümü ile ilgili kaymakamımızın, ilçe başkanıyla fikir birliğine varamamış olmaları kamuoyuna yanlış aksettirilmek suretiyle polemik konusu yapılmıştır.

M öyle bir yanlış yapmadı, akıllılık etti, hakeme saldırdı, yaptığı yanına kâr kaldı.

M öyle bir yanlış yapmadı, akıllılık etti, hakeme saldırdı, yaptığı yanına kâr kaldı.

M öyle bir yanlış yapmadı, akıllılık etti, hakeme saldırdı, yaptığı yanına kâr kaldı.