Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Bilimin her dalında yapıdan yola çıkarak
sonuçlara ulaşma yöntemi, strüktüralizm
-
dil bilimi Dilin tümüyle bir yapı özelliği
gösterdiğini, terimlerin bu ilişkileri belirlediğini ileri süren
dil bilimi öğretisi, yapısal dil bilimi
Felsefe Terimleri Sözlüğü
(Lat. structura = yapı) Son yıllarda özellikle Fransa'da gelişen, temel bir gerçeklik olarak yapıya dayanan, yapı üzerine kurulan bilim kuramı. Yapı, öğeleri birbirine ve kendisine bağlı olan, ama öğelerinin toplamından daha fazla bir şey oluşturan bir bütündür. Çıkış noktasını dilbilimden alan yapısalcılık, bu etki ile, insanbilimlerinin yöntemi olmuştur; gerçekliğin yapısını kavramada dili örnek alır, dil örneği insan davranışlarının tüm alanına, özellikle de toplumsal olaylara, belli bir yönteme uyularak, uygulanır. Yapısalcı yöntem ele aldığı konuyu, bütünleştiği yapı içine koyarak, sonra da daha geniş kapsamlı yapılar içine koyarak aydınlatmaya çalışır. Bugüne dek bir yapısalcı felsefe olmamıştır, ama yapısalcılığa yönelmiş toplumbilim, ruhbilim, insanbilim araştırmaları vardır. Yapısalcılığın başlıca temsilcileri: Dilbilimde: Saussure, Jakobson; budunbilimde: Lévi-Strauss; ruhsal çözümlemede: J.Lacon; felsefede: M. Foucault; Marksçı kuramda: L. Althusser'dir. Yapısalcılık, yapıya (bütüne) yöneliş olarak ilkin 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında Ehrenfels, Wertheimer, Köhler ve Koffka'nın geliştirdikleri biçim-kuramı (Gestalttheorie)nda kendini gösterir. Biçim (Gestalt) görüde verilmiş olan bütün demektir; örneğin algı bir bütündür, bir bütünselliktir; öğelere ayrılmış olan algı birliği öğelerin toplamından daha fazla bir şeydir, bundan dolayı özel bir bütünsellik niteliği vardır, örneğin bir melodi, notaların toplamından daha fazla bir şeydir ve kendine özgü bir bütün oluşturur.
Yazın Terimleri Sözlüğü
Dili, sanat yapıtını, toplum düzenlerini vb. bağımsız birer yapı, birer dizge olarak gören, bu yapıtların kendi öğeleri arasındaki bağıntılarla kavranabileceğini savunan ve insan bilimlerinde önemli bir gelişme sağlamış olan çağdaş düşünce akımı.
Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
Bir toplumsal yapıyı oluşturan öğelerin bu yapıdan bağımsız düşünülemeyeceği ve birbirine göre biçimlenerek örgün bir birlik gösteren bu öğelerin toplumsal yapının bir türevi olduğu anlayışı.
Vikipedi
Yapısalcılık Batı dünyasında Structuralism olarak bilinir. 19. yüzyılın ikinci yarısında dil, kültür, matematik felsefesi ve toplumun analizinde en fazla kullanılan yaklaşım olmuştur. Yapısalcılığın çok belirgin bir okulu olmamasına rağmen Ferdinand de Saussure'ün çalışmaları genellikle bir başlangıç noktası olarak kabul edilir. Yapısalcılığı birçok çeşitlemesi olan genel bir yaklaşım olarak görmek en doğrusudur.
Yapısalcılık temelde büyük yapılar, sistemler ve oluşumlarla ilgilidir. Yapısalcı hareket çerçevesinde insan davranışları ve olgular bu büyük sistem ve yapılar aracığıyla (örneğin: psikanaliz, marksizm, darvinizm) incelenmeye ve açıklanmaya çalışılmıştır. Yapısalcılığın en etkili olduğu alanlar dilbilim, göstergebilim ve antropoloji olmuştur.
Yapısalcılık bir kültürde anlamı ortaya çıkaran alt birimler arasındaki ilişkileri inceler. Yapısalcılığın ikinci bir kullanımı matematik felsefesinde ortaya çıkmıştır. Yapısalcılık teorisine göre bir kültürdeki mana (anlam) önem sistemleri olarak çalışan çeşitli pratikler, olgular ve aktivitelerle tekrar ve tekrar üretilir. Bir yapısalcı, bir kültürde üretilen ve tekrar üretilen anlamın derin yapılarını keşfedebilmek için yemek hazırlanması ve sunulması ritüelleri, dini ayinler, oyunlar, edebi ve edebi olmayan yazılar ve diğer eğlence formları gibi çok geniş bir aktivite çeşidini çalışır. Örneğin, yapısalcılığın öncülerinden kültür antropoloğu ve etnograf Claude Levi-Strauss kültür olgusunu mitoloji, akrabalık ve yemek hazırlamasını içine alacak şekilde analiz etmiştir.
"Yapısalcılık bir yöntemdir bir öğreti değildir, ancak öğretisel sonuçları çok olmuştur. Bir yöntem olarak uygulanabilirliği kısıtlıdır ve verimli olmasından dolayı başka yöntemlerle birleştirilmiştir."Piaget, J., "Yapısalcılık", Doruk Yayınları, Ankara 1999, sayfa 129}}