Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Yargıç, bir karara varmak için davalı ile davacıyı
dinleyerek sonuca varmak
- Herhangi bir kimse, şey, konu vb.yle ilgili olumlu veya
olumsuz görüş belirtmek
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Bağışlamak, korumak
"yargılamak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Kişileri çeşitli özelliklerinden dolayı değerlendirip yargılamak, geçimsiz, tembel, sorumsuz, zaten hep böylesin gibi kişiliğine atfetme gibi davarmışlar da iletişimin önündeki engellerdir.
Dedikodu, yargılamak da karanlığı besler büyütür, zehirli madde gibidir.
Bizden önce yapılanları veya yapılmayanları eleştirmek veya yargılamak için ilçe başkanlığı görevine gelmedik.
Burada irdeleme konusu olan, yargılama konusu olan kanunlara göre suç olan eylemi, fiili, işlemi yargılamak değildir.
Suçlayıp yargılamak yerine ebeveynlerin çocuklarını dinlemelerini tavsiye eden Saldıran, onları spora veya sanata yönlendirmesini önererek böylelikle kötü alışkanlıklara vakit bulamamalarını sağlayabileceklerini anlattı.
Eşinizle, çocuklarınızla, aile çevrenizle, arkadaşlarınızla ve farklı gelişim gösteren çocuklarınızın öğretmenleriyle iletişim kurarken yargılamak yerine anlamaya çalışın.
Diğer taraftan sanığın suçu işlediğine dair gerçekten dosyada her türlü şüpheden uzak inandırıcı deliller yok ise o şahsı tutuklu yargılamak da yargılamanın sonunda ceza vermekte yanlış.
Yazar Elif Ovalı, kitapta amacın tarihte yaşananları yargılamak değil, bundan sonra ortaya çıkabilecek hatalara karşı, kent değerlerine sahip çıkma bilinci ve farkındalık sağlamak olduğunu ifade etti.
Burada geçmişi yargılamak benim bir vatandaş olarak doğal hakkım, milletvekili olarak da en büyük hakkım, Malatyalıların sesi olmakta benim vazifem.
Çocuğunuzu yargılamak yerine onunla empati kurarak dinleyin, yapıcı eleştirilerde bulunun, en önemlisi onu her koşulda sevdiğinizi davranışlarınızla da gösterin.
Yani Türkiye'yi yargılamak, Türkiye'yi yargılatmak ana muhalefet partisinin işi değildir, ana muhalefet partisinin bu yolda adımlar atması çok yakışıksızdır.