Güncel Türkçe Sözlük
-
-e Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
"Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." - Ö. Seyfettin
- Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
"Bu giysi yarına yetişmeli." - Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
"Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." - A. Ş. Hisar
- Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan
katılmak
"Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." - Y. K. Karaosmanoğlu
- Değmek, uzanıp dokunabilmek
"Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez." - Vakit bulmak, yapabilmek
"Ben bu kadar işe yetişemem." -
nsz Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
"Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir." - Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş
olmak
"Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." - P. Safa
-
nsz Üremek, büyümek, olmak
"Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." - S. F. Abasıyanık
- 10. -de Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
"Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı." - O. V. Kanık
- 11. İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
- 12. Yardım etmek, yardımına koşmak
"Tam o sırada talih imdadıma yetişti." - R. H. Karay
- 13. Ortaya çıkmak
- öfke ile söylenen bir ilenme sözü
Tarama Sözlüğü
Ârız olmak.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Olgunlaşmak.
"yetişmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Aracın camına ’Abi arabana ben çarptım’ notunu sürücü, işe yetişmek zorunda olduğunu ve mesaide telefon kullanmadığını belirterek, mesai çıkışında kendisini aramasını istedi.
Randevuma yetişmek, onu yuvaya yetiştirmek, kahvaltı ettiğinden emin olmak derken nasıl bir bağrış çağrış ile kalktığımız başka sabahlar geliyor aklıma.
Maden köyündeki evlerinin karşısında bulunan özel maden ocağında ekskavatör operatörü olarak çalışan ve akşam vardiyasına yetişmek üzere annesi Mediha Ant ile vedalaşan Murat Ant, meydana gelen heyelan sonucu 15 arkadaşıyla birlikte toprak altında kaldı.
Ben Ramazanı, çocukların solgun yüzlerinde, al al olmuş yanaklarında ve akşamüstü sağa sola alelacele iftara yetişmek için koşturan insanlarda bulurum hep, onlarda görürüm.