Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yoklamak
  • -i Dokunarak incelemek
    "Hem kendimi hem etrafımda gördüğüm eşyayı elimle yokladım." - R. H. Karay
  • Bakmak, gözden geçirmek, kontrol etmek
  • Durum, bilgi, niyet vb.ni belirlemeye veya anlamaya çalışmak
    "Kalbimi ne zaman yokladımsa ona dair bir iz bulamadım." - S. M. Alus
  • Ziyaret veya sağlığını sormak amacıyla birine gitmek
    "Ara sıra da birimizden biri yukarı çıkarak Sevim'i yokluyordu." - R. N. Güntekin
  • Ara sıra etkisini göstermek
    "İlaç aldığım hâlde ağrılarım yine beni yokluyor."
  • Aramak, araştırmak
    "Odaların köşe bucağını yoklamaya başladılar." - M. Ş. Esendal
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yoklamak
  1. Nişanlılar ve aileleri birbirlerine armağan vermek

  2. Hasta, lohusa görmek, armağan vermek.