Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
yolsuz
  • sıfat Yolu olmayan
    "Bu dik, sarp ve yolsuz dağları arabalar, katırlar ve otomobillerle aşacaksınız." - F. R. Atay
  • Yavaş giden (taşıt)
    "Bu gemi yolsuzdur."
  • Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız
    "Kaymakamın yolsuz icraatı, hususi hayatı hep burada konuşulur, kasabanın olup biten işleri hep burada öğrenilirdi." - R. H. Karay
  • Törelere, toplumun görüşüne aykırı davranan
    "Babam böyle yolsuz bir adam olsaydı anam ne yapardı." - M. Ş. Esendal
  • Parasız, züğürt
Tarama Sözlüğü
yolsuz

Gümrah, yolunu şaşırmış olan.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
yolsuz

Kötü yola düşmüş kadın

"yolsuz" kelimesinin kullanım örnekleri.

Temel ihtiyaçlardan yoksunluk, yoksulluk, ülkenin gerçek sahiplerine yani vatandaşlarına ikinci, üçüncü sınıf muameleler, yolsuz, susuz, okulsuz, sağlıksız, parasız, pulsuz bırakıp insan gibi yaşamayı bu ülkenin evladına çok görenler oldu.

Ksenia televizyon kanallarını gezerek Putin'in çevresindeki yolsuz ahbaplarının isimlerini veriyor ve Kırım'ın ilhakının yasadışı olduğunu söylüyor.

Yarım kalan yoldan geçemeyen yolsuz kalan köylüler ise 3 yolun kesiştiği alanda eylem yaptı.

Yolsuz ve susuz köy kalmayacak hedefiyle yola çıkan Büyükşehir Belediyesi Anamur ilçesinde de gerçekleştirdiği çalışmalarla hedeflerine hızla ilerliyor.

Yolsuz ve susuz yerleşim birimi bırakmayacağız dedik ve bugün geldiğimiz noktada Yolsuz köyümüz kalmadı.

Bu gelişme ile yolsuz kalan Yelpe köylüleri civardaki arazi yollarını kullanmaya başladı.