Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
zayıf
  • sıfat Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
    "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." - S. M. Alus
  • Görevini yapacak yeterli gücü olmayan
    "Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf."
  • Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
    "Zayıf bir yapı."
  • Önemli, güvenilir olmayan
    "Zayıf bir bilgi."
  • Çok az
    "Zayıf bir ihtimal."
  • Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
    "Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık."
  • isim Başarısızlığı gösteren not
  • Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz
    "Zayıf bir öğretmen."
  • Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
    "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." - A. Gündüz
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
zayıf

< Ar. zaîf: zayıf || zayif

"zayıf" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kayseri U-16 Futbol Ligi B Grubu’nda namağlup şampiyonluk mücadelesi veren Talasgücü, zayıf rakibi Kocasinan Gençlikspor’u 9-1 yenerek bitime 2 hafta akala Play-Off açısından önemli bir avantaj elde etti.

Kayseri Birinci Amatör Küme U-19 Ligi’nde yoluna namağlup devam eden Talasgücü Belediyespor, zayıf rakibi Amarat Gençlikspor’u 8-0 gibi farklı bir skor ile ile yenerek yenilmezliğini sürdürdü.

Bunun için genç bir ana arı, zayıf ve anasız koloniler birleştirilerek güçlü koloniler elde edilmeli, kovana yavrulu ve polenli çerçeve ilave edilmeli, zayıf kovanlara güçlü kovanlardan üzerindeki sırları kazınmış ballı petekler verilmeli.

Taş, havaların uygun olduğu rüzgarsız bir havada arı kovanlarının bakımının yapılması gerektiğini ifade ederek, "Genç bir ana arı ile zayıf ve anasız koloni birleştirilerek güçlü koloniler elde edilebilir.

Organize Sanayi Bölgesi 50 hektarlık alanda devam eden altyapı çalışmalarında bu güne kadar yaklaşık 312 bin 394 metreküp yarma ve yan ariyet kazısı yapılırken, 70 bin 739 metreküp dolgu imalatı, 76 bin 509 metreküp zayıf zemin kazısı yapıldı.

Astımlı çocuklar, obez çocuklar, erken yaşta depresyon ilaçları kullanan, sosyal ilişkilerinde zayıf çocuklarımız var ne yazık ki.

Temel farklılık ise, anoreksi olanların ağırlıklarına odaklanmaları ve aslında ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar kendilerini kilolu görmesidir.

Türk Dünyası olarak ifade edilen, daha bilinir olan ve Türk kültür sahasının etkisinin daha beklenilir olduğu yerlerin dahil edilmediği konferansın temel amacının, öğrencilerde algılanan zayıf milli kimlik bilincini kuvvetlendirmek ve özellikle Batı karşısında duyulan aşağılık kompleksinin giderilmesi için bir adım atmak şeklinde belirtildi.

Torbalı Türk Telekom Mesleki ve Teknik Lisesi öğrencileri, maddi durumu zayıf kız arkadaşlarının eğitim hayatını sürdürebilmesi için kitap yazarak kitabın gelirini arkadaşlarına bağışlama kararı aldı.

Çünkü aile bütünlüğü ve ailedeki dayanışma her zaman bu problemlerin önünü keser ama ailedeki bilinçsizlik ve iletişim zayıf olduğunda, çocuklar ailede mutlu olamıyorlarsa nerede mutlu olacaklarsa oraya yöneleceklerdir.

Ne otobüs duraklarındaki, sokak panolarındaki resimler, ne de onun karşısında yüzünü buruşturan zayıf muhalifler.

Estetik çene ucu ameliyatlarının genellikle büyütme işlemlerini içerdiğini ve zayıf bir çene görünümünü iyileştirmeye yardımcı olduğunu belirten Dr.

Cüsse olarak kendisinden zayıf olan kadına kadın olduğu için ya da başörtülü olduğu için yumruk atmıştır.

Dolayısıyla, talebin zayıf olduğu bir ortamda bile kurdan gelen kalıcı baskının faiz artırımıyla bertaraf edilmesi hem enflasyonu kontrol altına alır hem de ekonomi üzerindeki daraltıcı etkisi düşük olur.

DEHB tanılı olgularda suç şiddetinin daha yüksek olması yargılamalarının zayıf olması ve dürtü kontröllerindeki zayıflık, davranım bozukluğunda ise empati eksikliği, duygusuz ve duyarsızlık özellikleri ile ilişkili olabilir.