Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
zehir
  • isim Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem
    "Evvela bir yumruk vurdu sersemledim, sonra ağzıma bilmediğim bir zehir tıktı, işte bu zehirle bayıldım." - F. R. Atay
  • Büyük üzüntü, acı, keder, sıkıntı
    "Dünya ile küsmüş, içi zehir dolu olarak yaşamıştı bütün gençliğini." - N. Cumalı
Kimya Terimleri Sözlüğü (II)
zehir
  1. Bir organizmayı öldüren madde.

  2. Bir katalizör etkinliğini azaltan ya da yok eden madde.

  3. Bir metal veya alaşımın kalitesini bozan madde.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
zehir

(< Ar. zehr) zehir

Vikipedi
Zehir

Zehir, hücrelere ve yaşayan dokulara kimyasal, biyokimyasal ya da radyoaktif nitelikte zararlar veren her türlü maddeye verilen isimdir. Zehrin en tipik özelliği bu zararlı etkisini en küçük dozlarda bile göstermesidir.

Ağız yoluyla alınma ya da bir şekilde emilmeyle biyolojik sistemlerde hasar veya ölüm oluşturan maddeler zehir ya da toksin, bu maddeleri inceleyen bilim dalına ise toksikoloji denir. Radioaktif zehirler ise (Örneğin: Polonyum 220 izotopu)canlı organizmanın yapısındaki kimyasal elementlere yaydığı radyoaktif parçacıklar ile elementlerin çekirdek yapısının değişmesine neden olmaktadır. Bu değişimin sonucu olarak elementler bir başka elemente dönüşmektedir (Örneğin: insan vücudunda kırmızı kan hücrelerinde bolca bulunan Demir (Fe) elementi Alfa ışımasına maruz kalınca atom numarası 2 değerlik artarak Nikel (Ni) elementine dönüşmektedir.) ve kimyasal özellikleri de değiştiği için hücre yapısı bozulmaktadır.

Zehirler; düşük dozda kullanıldığında tedavi edici madde olsalar da, yüksek dozda kullanıldıkları zaman öldürücü etki yaparlar. Paraselsus ( 1493 – 1541) "Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur" diyerek zehire doz kavramını getirmiştir.

Eski çağlarda zehir genelde avcılıkta, savaşta ve idam cezalarının infazında kullanılıyordu. Romalılar ve Yunanlar zehirleri; hızlı etki eden ve yavaş etki eden ya da bitkisel, kimyasal ve mineral zehirleri olarak sınıflandırmışlardı. Lekeli baldıran (conium maculatum), Su baldıranı, Kurtboğan, Güzelavratotu, Şeytan elması (tatula) gibi bitkiler ve mantarlardan, bunların dışında Akrep, Yılan ve Karakurbağası zehirleri ve antik çağlarda bu amaçla Civa, zincifre, Arsenik de cadı kazanlarında yer almıştı.

Zehirlerin tanınması ve sınıflandırılmasıyla; panzehir yapımı geliştirilmeye başlandı. Bu dönemde Yunanlar ‘Alexipharmacia’ ve ‘Theriac’ adını verdikleri zehre karşı koruyan manasına gelen panzehiri geliştirildi. Romalılar zamanında yapılan ‘Mitridatum’ ise örümcek, yılan, akrep zehirlerine karşı etkiliydi.

Çağın en ünlü zehirlerinden olan Arsenik; 8. yüzyılın sonlarında Arap simyacı Ebu Musa Câbir bin Hayyan tarafından işlenerek beyaz, kokusuz ve tatsız olan arsenik tozu haline getirildi. Bu toz bilinen tüm zehirlerden daha zehirliydi. Türk hekim Ebubekir Razi arseniği civa ile karşılaştırırken “Ötekilerle karşılaştırıldığında arseniğin kesinlikle öldürücü etkisi var ve yan etkilerinden kurtulmak da mümkün değil” diyerek etkisini belirtmişti. O dönemde arseniğin belirtileri kolera gibi başka hastalıkların belirtileriyle karıştırılıyordu. Bu yüzden teşhis edilemiyordu. 1840’lı yıllara kadar hekimler tarafından vücutta teşhis edilememişti. Öldürücü olabilmesi için çeyrek gram kadar doz yeterli oluyordu ve bu miktarı yemeklere, içkilere karıştırmak hiç zor değildi.

O dönemlerde insanlar zehirlerin gerek öldürücü etkilerine, gerekse teşhis edilememesinin cazibesine karşı koyamıyordu. Hekimler zehirlerden ve özellikle arsenikten kesin olarak kurtulmanın hiçbir yolu olmadığına kanaat getirmişti. İnsanlar nefret edilen kocalardan, miras yüzünden ölümü beklenen aile büyüklerinden bu yolla çok kolay kurtulabiliyordu. Bu yüzden hükümdarlar zehir yapımını, ne sebepten olursa olsun kullanımını, satılmasını hatta niyet edilmesi hasebiyle şikayet edilenleri ağır idam cezalarıyla cezalandırıyorlardı. Kadınlar boğuluyor ya da yakılıyor, erkekler aslanların önüne atılıyor ya da çarmıha geriliyordu.

Tarih boyunca yürütülen entrikaların, politik cinayetlerin gizli kahramanları hep zehirler olmuştu. En ünlü anekdotlardan biri ise tarihçi Plinius tarafından anlatılan; Kleopatra ve sevgilisi Marcus Antonius ile ilgili olanıdır. Markus Antonyus, Kleopatra’yı ziyarete gittiğinde yemekleri mutlaka bir hizmetkarına tattırıyordu. Kleopatra ise bunu hakaret addetmişti. Tarihçi, bir gün Kleopatranın tacından bir çiçek çıkardığını ve Marcus Antonyus’a bu çiçekle şarap ikram ettiğini, Marcus Antonyus’u ise şarabı içmekten az önce durdurduğunu anlatır. Kleopatra şarabın yapraklarına zehir sürmüştür ve Marcus Antonyus’a “Seni öldürebilirdim” der. Sonra bir tutukluya şarabı içirerek haklılığını ispat eder.

Zehirleri en başarıyla kullanan başka bir tarihi karakter ise; bir asker ve siyasetçi olan Cesare Borgia’dır. Borgia babasının papalık döneminde kardinallere miras bırakmalarını yasaklamıştı. Doğal yollardan ya da yaşlılık sebebiyle ölmeyen kardinalleri zehirle öldürerek mallarına kilise adına el koyuyordu. Hazine başkanı Jean Baptist Ferrara’yı zehirlettiğinde mezar taşına “Burada Jean Baptist Ferrara yatıyor. Bedenini toprak, parasını Borgia, ruhunu da stiks aldı” diye yazdırtmıştı.

Günümüzde zehirlenmelere cinayet sebebi ile sık rastlanmıyor. Genellikle gıda ve ilaç zehirlenmeleri ya da intihar olaylarında zehirlenme vakalarına rastlanıyor. 1989 yılında Amerika’da kayıtlı 18.954 cinayetin sadece 28 tanesi zehirle işlenmiştir.

Toksik maddeler suyu zehirler.

"zehir" kelimesinin kullanım örnekleri.

Ortalığın savaş alanına döndüğü kazada, Kamil Karataş, Esmanur Karataş, Güven Zehir, kızları Eylül ve Yaren Zehir ile diğer araç sürücüsü Hüseyin Adıbelli ve yanındaki Burhan Olcay’dan (20) oluşan 7 kişi öldü.

Kamuoyunda “Zirve Yayınevi Katliamı” olarak bilinen davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan eski Uzman Çavuş İlker Çınar’ın, Malatya Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verdiği ve Özal’ın mezarı açılmadan aylar önce, mezar açıldıktan sonra hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporunda da geçen Polonyum ve Amerikyum gibi zehir ihtiva eden maddeleri tek tek sıralayarak, Cumhurbaşkanı’nın bu maddeler verilerek yavaş yavaş öldürüldüğünü iddia etti.

Zaman gazetesinin özel haberine göre, Adli Tıp'ın Turgut Özal’ın naaşı üzerinde yapılan incelemede dışarıdan verildiği kesin olan dört zehirli madde tespit ettiği belirtiliyor: DDT (zehir), Kadmiyum (ağır metal), Amerikyum ve Polonyum (radyoaktif madde).

Ancak, mantar Zehirlenmelerinin tedavisine yardımcı olması bakımından, Acil Sağlık Hİzmetleri Genel Müdürlüğü’nden (UZEM - Ulusal Zehir Danışma Merkezi) temin edilecek bir antidot (panZehir) bulunmaktadır.

Sözde barış söylemleriyle antipropaganda yapmaya ve harekâtı itibarsızlaştırmaya çalışanlar boşuna uğraşmasın, akıttıkları zehir kendilerine zarar verecektir.

Ahlaksızca, sınırsızca ve arsızca din görevlilerine iftira atılmış, içlerindeki kin, zehir olup kamuoyunu yanıltma, toplumu ifsat etme faaliyeti olarak dışarı akmıştır.

Küçük ağızları ve zehir bezelerinin bulunduğu pençe gibi büyükçe organları vardır.

Evleri didik didik arayan ekipler baskın yapılan bir evde zehir tacirinin mutfak lavabosuna döktüğü eroinin poşetini bulunca mutfak tezgahı üzerindeki çöp kutusunu boşaltarak arama yaptı.

Bu sırada üzerindeki dikensi oluşumdan dolayı bu zehir temas edeni zehirleyebilir.

Resmi olarak, endüstriyel bir kimyasal olup DNP saf bir zehir etkisi oluşturur.

Son 4 yıldan beri milletin aşına ve ekmeğine zehir doğramak isteyenleri hep beraber izlediklerini dile getiren Ünal, Gezi olaylarından başlayarak bu ülkenin birliğini ve beraberliğini bozmak için çok büyük mücadele verildiğini belirtti.

Zehir tacirlerinin uyuşturucu imalatında bulamadığı ham maddeyi, içeriğinde psödoefedrin ve efedrin olan tıbbi ürünlerden elde etmesi yetkilileri harekete geçirdi.

Gökçay, eğer tedavi uygulanmazsa fenilalanin yüksekliği merkezi sinir sistemine zehir etkisi yaptığını söyledi.

PKK'lı maşaların, Nevruz Bayramı'na daha birkaç gün varken, kutlama bahaneleriyle 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97'nci yıldönümünü zehir etmeye ve gölgelemeye yeltenmeleri iblisçe bir taktik ve yöntemdir.

Geriye doğru şöyle bir baktığımızda, bedeninde hiç zehir bulunamasa bile, üstüne doğrultulan namlu, hep aklımızda kalacak bir Başbakanımız, boynu idam ilmekli başka bir Başbakanımızla, mekanları ve zamanları aşarak yan yana gelirken, diğer bir Başbakan, dehşet içinde kontrgerillayı ağzında geveliyor.