Güncel Türkçe Sözlük
-
isim, müzik Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın
bir perde
Tiyatro Terimleri Sözlüğü
Azerbaycanlı bir Türk tipi. Gölge oyunumuzda zengin bir halı tüccarı olarak görülür.
Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü
Türk gölge oyunu ile ortaoyunu'nda izlenen Azerbaycan'dan ya da İran'dan gelen bir tip. Eliaçık, gönlü yüce, ancak atıp tutan bir kişidir. Çoğu kez halı satıcısı, tömbekici, antikacı ya da ara sıra tefecidir. Eğlence düşkünü olduğu kadar kendine dalkavukluk edenden hoşlanır. Şiiri sever.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
Suriyeden gelen iplik bel kuşağı.
Vikipedi
Acem aşağıdaki anlamlara gelebilir:
- Acem, topluluk için kullanılan tanımlama
- Acem, Klasik Türk müziği'nde mi notasına yakın perde
- Acem, İranlı, İran Ülkesi
Acem, klâsik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde.
Acem sözcüğüne 15. yüzyıla ait en eski Türkçe müzik yazmalarından beri rastlanılmaktadır. Acem, ayrıca, acemaşiran, acembûselik, acemkürdî, Nevrûz-ı Acem, Uzzâl-acem, Yegâh-ı Acemî gibi birçok terim içerisinde de kullanılmıştır.
Acem, Arapların kendileri haricindeki yabancılar için kullandığı bu sözcük, Osmanlılar tarafından ise genellikle Farsları nitelemek için kullanılmıştır. Bu sebepten dolayı Türkçeye de İranlı anlamında kullanılan bir sözcük olarak geçmiştir. Osmanlılar döneminde İran'dan gelen insanlar için kullanılırdı. Bu nedenle İranlılar, genelde Acem olarak bilinir.
Genel olarak Acem kelimesinin anlamı ne zaman ve kim tarafından kullandığına bağlıdır. "Acem" sözcüğünün Arapça asıl anlamı "dil bilmeyen"dir.Tarih ve toplum: aylık ansiklopedik dergi, 97-108. sayılar (1992), İletişim Yayınları, sf. 242 İran'da aşağılama olarak algılanmaktadır.Dinamo, Hasan İzzettin. Kutsal barış: Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrasının gerçek hikayesi, 7. cilt (1976), Yurt Yayın, sf. 204. Arap olmayanlar için bir tanım olarak da kullanılır. Eski Yunanlar ve Romalıların kullandığı " barbar" sözcüğüne benzer bir nitelik taşır.Küçük, Yalçın. İsyan, 1. cilt (2005), İthaki Yayınevi, sf. 116
Osmanlılarda XV.-XVII. yüzyıllarda, Acemistan, Bilâd-ı Acem veya Vilâyet-i Acem tabirlerinden kastedilen coğrafi mekan ise sadece bugünkü İran'ı değil Horasan'ı ve bütün Türkistan'ı da içine almaktadır.Şemseddin Sami, Kamusul-A'lem, IV. cild, İstanbul 1311,; Ş. Sami, Kamus-ı Türki,Dersaadet 1317; Mehmet Salahi, Kamus-ı Osnıanî, İstanbul 1313; Ali Şeydi (Melkon ile birlikte), Seci ve Kafiye lügati, İstanbul 1323; İbrahim Alaattin Gövsa, Resimli Yeni Lügat ye Ansiklopedisi, c. I, İstanbul; James W. Redhause, A Turkish and English Le-xıcon, İstanbul 1978. Kaynaklarda Osmanlı ülkesine gelen pek çok alim için "Acemli olup", "Acem'den geldi" gibi kayıtlar bulunmaktadır. Yine Osmanlı ülkesinden birçok talebenin ilim tahsili için "Diyar-ı Acem'e gitti", "Bilâd-ı Acem'e varıp", "Acem'de tahsil görüp" gibi ifadeler ile Acem'e gittiği belirtilenlerin kesin olarak Türkistan'a mı yoksa İran'a mı gittikleri anlaşılamamaktadır.Şekaik, sf. 234, 235, 239, 319, 327, 449, Atai,Hadikatü'l-hadayık fi tekmileti' şeka'ik, İstanbul 1268, sf. 53, 68, 88, 157, 199, 204, 248, 258,445, 489,563, Künhü'l-Ahbar, V, sf. 7, 234,235, Aşık Çelebi, A.g.e., 35b.
Genel olarak "Acem'e gitti" veya "geldi" tarzındaki ifadelere dayanarak İran coğrafyasının kastedildiğine karar vermek yanlış olacaktır. XVIII. asrın ilk yarısına kadar Osmanlı kaynaklarında Acem veya Acemistan gibi tabirler ile karşılaşıldığında, o dönem için bu coğrafi tabirin bugünkü İran'dan daha geniş bir manası olduğu dikkate alınmalı, şahısların bulunduğu, gittiği, geldiği veya herhangi bir olayın vuku bulduğu durumlarda, ancak ilgili şehirler tespit edilerek, Acem tabiri ile İran'ın mı, yoksa Türkistan'daki coğrafi bir bölgenin mi kastedildiğine karar verilmelidir. Aksi halde, günümüzdeki anlayışa göre Acem tabiri ile İran'ın kastedildiği hükmü verilirse, bundan dolayı pek çok yanlışa düşüleceği muhakkaktır.Yrd. Doç. Dr. Ali ARSLAN, OSMANLILAR 'DA COĞRAFİ TERİM OLARAK "ACEM" KELİMESİNİN MÂNÂSI VE OSMANLI-TÜRKİSTAN BAĞLANTISINDAKİ ÖNEMİ (XV-XVIII. YÜZYILLAR), OTAM(Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi)Sayı: 8 Yayın Tarihi: 1997
"acem" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yönetmenler Furkan Yılmaz ve Acem Deniz Yel, sporcularla birlikte kat edilecek 1530 km uzunluğundaki yolda onlarla birlikte hareket edip aynı kamplarda ve konuklama merkezlerinde kalıyor ve onların bir parçası gibi sürüş ekibinin her anını görüntülemeye çalışıyorlar.
Mimbar dolmamızı, içli köftemizi, Acem pilavımızı Maraş kebabımızı ve olmazsa olmazımız olan dondurmamızı bugün burada sergiledik.
Buranın korunması ve bunun devamında Nasrullah Köprümüzle bağı kurulan Nasrullah Meydanı, Nasrullah Cami, Cem Sultan Bedesteni, Kurşunlu Han, Acem Hanı, Münire Medresesinin olduğu yeri bağlayan meydan.