Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
daraltmak
  • -i Dar duruma getirmek
    "Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı." - T. Buğra
  • Sayıca azaltmak
    "Aslında geniş olan kadroyu ne akla hizmet edip de bu derece daralttığına bir türlü akıl erdirememişti." - H. Taner
Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
daraltmak

tahdîd etmek, takyîd etmek (bk. sınırlamak).

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
daraltmak
  1. Malî bakımdan sıkıntıya düşürmek.

  2. Bir işin çabuk yapılması için, bir kimseyi sıkıştırmak, bunaltmak.

"daraltmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

Medeniyet havzamızı daraltmak, düşünmemizi engellemek suretiyle varlığımız ve yaşamımız anlamsızlaştırılmak istendi.

Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel veya özel af kapsamına alınamaz.

Talebe göre yapılan tasarım değişikliklerinde ilk iş, Kısmet serisinin iz aralığını daraltmak oldu.

Akhisar topla beraberken sahayı genişletmek, top rakibindeyken alanı daraltmak gibi Total futbolun gereklerini yapamadı.

Rabbimizin ve Peygamber Efendimizin çizdiği İslam kardeşliğinin sınırlarını daraltmak kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.

Bizim öncelikle yapmamız gereken oyuncu almak değil bu geniş kadroyu sayısal olarak daha da daraltmak.

Suçluların yaşam alanını daraltmak ve devamında alan hakimiyeti kurarak sizlerle beraber ortak çalışma yürütmek istiyoruz.

Bölgeselden başlayıp, bölgeleri daha da daraltmak suretiyle muhtarlarımızı bence buralara götürmekte fayda var.

Türkiye İsrail ilişkilerine bakarak bu meseleyi daraltmak hiç uygun görmediğimiz kabul etmediğimiz bir kondur.

Klasik trençkotlar kruvaze yakalı oluyor ve yağmur yağdığında daraltmak için kol ağızlarında ayarlama bantları bulunuyor.