Güncel Türkçe Sözlük
-
sıfat, fizik Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma
durumuna getiren (madde)
-
isim Bir çelik çubuğu doyma durumuna getiren
indükleyici manyetik alan
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(fizik)
"doyuran" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bölgeye ot yığınları taşıyarak hayvanları doyuran Hakkari Belediye Başkanlığı Veteriner İşleri Müdürü Emrullah Kanar, başıboş hayvanların sahiplerini bulmak için de çalışma başlattı.
Hamed'in hayatını kaybeden yakınları arasında anne karnında bir de bebek bulunduğu dile getiren Doyuran, bu tür durumların ve yaşanan dramların savaş bölgesinde cerrahlık yapmayı daha da zorlaştırdığını söyledi.
Hakikaten gönlümüzü, yüreğimizi rahatlatan, doyuran bir program izledik.
Çocuklarını evinin önünde doyuran anne, içerideki parkta çocuklarını sallayan bir baba.
Çöpte bulduğu yiyeceklerle karnını doyuran tilki daha sonra hızla uzaklaşarak gözden kayboldu.
Mehmetçik, daha sonra karnını doyuran ayının yaşam alanına dönmesi için de yardımcı oldu.
Sabah kalkar kalkmaz kardeşlerinin kahvaltısını hazırlayıp karınlarını doyuran Akalan, ardından kardeşlerinin kişisel bakımlarını yapıyor.
Karnını doyuran tilkinin avladığı diğer fareleri de alıp götürdüğü gözlemlendi.
Şu an komşuların verdiği yemeklerle karnını doyuran ailenin yaşadığı dram yürek burkuyor.
Mahallenin kenarındaki otlaklarda otlayıp karınlarını doyuran eşekler zaman zaman da saman pazarına inip burada topluca vakit geçiriyor.
Belediye demek açı doyuran, çıplağı giydiren, üşüyeni ısıtan, hasreti dindiren, toplumsal bünyeyi dengeleyen, darda ve zorda kalanı sarıp sarmalayan müşfik ve müthiş bir uğraş demektir.