Güncel Türkçe Sözlük
-
isim, fizik Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip
temel parçacık, pozitron karşıtı
Kimya Terimleri Sözlüğü (II)
Yükü 1,6022.10-19 Coulomb, kütlesi 9 .1096.10-28 g. olan ve atom çekirdeğinin çevresindeki erke düzeylerinde yer alan kalımlı temel parçacık.
Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
Negatif yüklü çekirdek parçacığı.
Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
Sinema/TV. Bütün atomların yapısında bulunan elemansel tanecik. (Elektron, atom çekirdeğine bağlıdır ve ortadaki çekirdeğin çevresinde yer alan basamaklarda, değişik sayılarda elektronun döndüğü varsayılır. Her atomdaki basamağın sayısına ve her basamaktaki eksi yüklü elektron sayısına göre değişik kimyasal öğeler ortaya çıkar. Belirli nicelikte elektrik taşıyan elektron, bu özelliğinden dolayı elektrik akımının temel öğesidir. Elektronun çeşitli görünüşlerini elektriksel olaylarla izleriz).
Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
(kimya)
Nükleer Enerji Terimleri Sözlüğü
Elektrik yükü ± 1,60219 x 10¯19 C; durgun kütlesi 9,1095 x 10¯31 kg olan kararlı elemanter parçacık. Elektron negatif yüklü olup, negatronla eş anlamlıdır.
Vikipedi
Elektron, veya sembolleri ile gösterilen, negatif temel elektrik yükü olan atomaltı parçacıktır. Elektronlar, temel lepton parçacık ailesinin ilk nesline aitlerdir ve bileşenleri ya da alt yapıları olmadığından genellikle temel parçacıklar olarak düşünülürler. Kütleleri, protonların yaklaşık olarak 1/1836'sı kadardır. Elektronun kuantum mekaniği özelliklerinde indirgenmiş Planck sabiti (ħ) biriminde ifade edilen, yarım tam sayı değerinde içsel bir açısal momentumu ( spin) vardır. Pauli dışarlama ilkesine göre, fermiyon oldukları için iki elektron aynı kuantum durumunda bulunamaz. Temel parçacıkların tamamı gibi elektronlar da hem parçacık hem dalga olma özelliği gösterirler ve bu sayede diğer parçacıklarla çarpışabilir ya da kırınabilirler.
Elektronlar; elektrik, manyetizma, kimya ve ısıl iletkenlik gibi çeşitli fizik fenomeninde temel rol oynarlarken; kütle çekimsel, elektromanyetik ve zayıf kuvvetlerde de yer alır. Bir yüke sahip olduklarından elektronları çevreleyen bir elektrik alanı bulunur ve gözlemciye bağlı hareket etmesi sonucunda manyetik alan meydana gelir. Diğer kaynaklar tarafından oluşturulan manyetik alanlar, Lorentz kuvveti kanunu gereğince elektronların hareketlerini etkilerler. Elektronlar, adyasyona uğramaları veya hızlandırılmaları durumlarında enerjiyi foton formunda emerler. Özel teleskoplar dış uzaydaki elektron plazmasını saptayabilirken; laboratuvar aletleri ile elektronların tek tek ya da elektromanyetik alanlar kullanılarak elektron plazmasından yakalanması mümkündür. Elektronlar; elektronik, kaynak, katot ışını tüpleri, elektron mikroskopları, radyoterapi, lazerler, gaz iyonlaştırma sayaçları ve parçacık hızlandırıcıları gibi alanlarda kullanılır.
Atomik çekirdekteki pozitif proton ve negatif elektron arasındaki Coulomb kuvveti etkileşimi atomları oluşturur. İyonizasyon ve parçacıkların özelliklerinde değişimler sistemin bağ enerjisini değiştirir. İki veya daha fazla atom arasında elektronların değiş-tokuşu veya paylaşımı kimyasal bağın temel sebebidir. İlk olarak 1838 yılında Richard Laming atomların kimyasal özelliklerini açıklamak için elektron yükünün bölünemez biz özelliğinin kavramını hipotezleştirdi. George Johnstone Stoney 1891 yılında bu yüke elektron adını verdi ve J. J. Thomson ve ekibiyle 1897 yılında onu parçacık olarak tanımladı. Beta parçacıklar olarak bilindikleri yıldızlardaki nükleosentez gibi elektronlar nükleer reaksiyonlara katılırlar. Yüksek enerji çarpışmasında ve radyoaktif izotopların beta çözünmesi yoluyla elektron üretilebilir, mesela kozmik ışın atmosfere girince. Elektronun karşıt parçacığı pozitron olarak adlandırılır; elektronla karşıt sembolün elektriksel ve diğer yüklerini taşıması dışında özdeştir. Bir elektron pozitronla çarpıştığı zaman, iki parçacık da gamma ışını fotonu üreterek tamamen yok olurlar.
Elektron , doğal olarak bulunan altın gümüş karışımı maden. Beyaz altın adı da verilir. Genellikle %30 altın ve %70 gümüşten oluşur. İçindeki altın miktarına göre renk değişir. İlk sikkeler doğal elektrondan basılmışlardır. Daha sonraları suni olarak elektron yapılmıştır.
Kaynakça[ değiştir]- Tulay, S.A., Genel Nümizmatik Sözlüğü.
- Magnesium Elektron
"elektron" kelimesinin kullanım örnekleri.
Yakıt hücresinin anot bölmesinde ki mikroorganizmalar, organik maddenin oksidasyonundan elektron üretirler ve elektronlar anot elektrotta toplanarak harici bir direnç üzerinden katot elektrota iletilirler ve böylece bir biyolojik pil meydana gelir.
Sarıkaya, 1984'te ABD Kaliforniya Üniversitesi'nde doktora çalışması için çeliğin yapısını incelerken, bir bilim dergisinde deniz kabuğunun elektron mikroskobu altındaki görüntüsü ilişir gözüne.
Elektromanyetik spekturumun diğer ucunda ise düşük enerjili, iyonizasyon yani atomdan elektron koparma yeteneği olmayan iyonlaştırıcı olmayan radyasyon yer almaktadır.
İyonlaştırıcı olmayan radyasyon atomlardan elektron kopararak iyonizasyon yapacak güçte değildir, dolayısıyla DNA hasarına yol açmaz ve kansere neden olduğuna dair bilimsel bir kanıt da bulunmamaktadır.
Hızlandırılmış elektronlar, ksenon gazının atomlarına çarparak atomların elektron kaybetmesine neden olur.