Güncel Türkçe Sözlük
kararmak
-
nsz Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
- Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak
"Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı." - P. Safa
- Ateş sönmeye yüz tutmak
- Kederlenmek, canı sıkılmak
- Niteliğini yitirmek
"Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu." - F. R. Atay
"kararmak" kelimesinin kullanım örnekleri.
Bilyeler küçük kutular halindeydi ve hava kararmak üzeriydi, akşam saatleriydi.
Hava kararmak üzere olduğu için helikopterler birkaç sorti yaptılar ve akşam şartlarında çalışmaları riskli olduğu için yere indiler.
Geleceğimizi kararmak isteyenlere karşı tek nefes olarak haykıracağız.
Özgenç, hava kararmak üzereyken gelen emir üzerine de askerlerin toplandığını, birliklerin bir kısmının tank ve zırhlı araçlarla nizamiyeden çıkarıldığnı kaydetti.
Hava kararmak üzereyken yaşanan olayda Şila, önündeki çukuru göremedi.
Tam tersine insanlar sizin gibi kararmak için güneşin altında yatıyor.