Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
okutmak
  • -i Okumasını, öğrenim görmesini sağlamak
    "Babamın beni büyük kentte okutacak parası olmadığı için öğretmen olmuştum." - N. Meriç
  • nsz Okuma işini yaptırmak
    "Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz." - F. R. Atay
  • nsz Ders vermek, bir konu üzerinde yetiştirmek
    "Lisede İngilizce okutuyor."
  • Satarak elinden çıkarmak
    "Bana iki sandık çay verdi. Bunları al okut, dedi." - S. F. Abasıyanık
Tarama Sözlüğü
okutmak

Çağırtmak.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
okutmak

Surat asmak.

"okutmak" kelimesinin kullanım örnekleri.

İhtiyacın kadrolu alan öğretmenlerince karşılanamaması durumunda, bu dersleri okutmak üzere, mezun olduğu yükseköğretim programı itibarıyla atamaya esas olan alana öğretmen olarak atanabilme şartlarını taşıyanlar, ek ders karşılığı görevlendirilebilecek.

Türkiye'den bir vücut geliştirme şampiyonu olarak dünyada Türk bayrağını dalgalandırmak istiyorum, İstiklal Marşı'mızı okutmak istiyorum.

Sekiz kişilik bir aileye baktığını ve iki kız kardeşinin de okuduğunu kaydeden Gümüş, hem ailesini geçindirmek hem de kız kardeşlerini okutmak için hasta haliyle çalışmak istiyor.

Tuncer, kızını sonuna kadar okutmak için öğretmenlerine söz verdiğini, bu sözü de tutacağını söyledi.

Masalarda temayül için oy kullanacak delege arkadaşlarımız elektronik kartlarını alacaklar ve kabinlerdeki bilgisayarlar üzerinden kartlarını okutmak suretiyle önlerine gelen sorulara değerlendirmelerde bulunacaklar.

Çok iyi çalışıp Taha ağabey gibi şampiyon olup bayrağımızı göndere çektirip, İstiklal Marşımızı okutmak istiyoruz.

KKTC'de Girne'ye bağlı Ozanköy'deki Kazafana Camisi'nde, bölgede yaşayan Pakistan uyruklular, mevlid okutmak istedi.