Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
parıltılı
  • sıfat Parlaklığı olan, parıldayan, ışıltılı, yalabık
    "Nihayet yuvanın girişine şan ve şatafat sağlamak üzere oraya parıltılı taşlar ve midye kabukları diziyormuş." - İ. Özel

"parıltılı" kelimesinin kullanım örnekleri.

Abartılı ve çok parıltılı kumaşlı elbiseler kişiyi olduğundan daha yaşlı göstereceğinden genellikle bu tarz kumaşlarla giyilen elbiseler çocuğunuzun abes bir görünüm kazanmasına neden olabilir.

Burada, tam yolun geçtiği yerde bir adam ufka mürtesem düştüğü için çok irileşiyor ve arkasına güneşi aldığı için de koyu ve parıltılı bir cevherden dökülmüş bir heykel gibi görünüyordu.

Onlar plastik kasalar içinde sabit metal parçalara ve parıltılı çizgilere sahiptiler.

Deniz kızı kuyruğunu andıran görünümüyle dikkat çeken aydınlatıcı, yüzleri adeta büyülü su altı dünyasının parıltılı ışıltısıyla donatıyor.

Bu örgüt, faaliyetlerini 'eğitim', 'yardımlaşma', 'diyalog' gibi parıltılı kavramların ardına saklanarak, sivil toplum örgütü veya ticari kuruluş görünümünde sürdürmektedir.

Toprak tonlarından şeftali tonlarına kadar birçok rengi mat ve parıltılı olarak aynı palette bulabileceğiniz gibi şeftali tonlarındaki farlarıyla gözlerinizin daha da ışıltılı görünmesini sağlayabilirsiniz.

Koleksiyonun ağırlıklı renkleri olarak öne çıkan toprak ve bej tonlar, pul ve taş detaylarıyla parıltılı formlara dönüşüyor.

Tasarımın diğer kısımları elbette daha az parıltılı ve donanımda birkaç küçük sıkıntı var.