Güncel Türkçe Sözlük
-
-i Paylaşma ihtimali bulunmak
"Benim kimseyle paylaşabileceğim fazla bir şey yok." - R. Mağden
"paylaşabilmek" kelimesinin kullanım örnekleri.
Her biri birbirinden yetenekli gençler, dünyaca ünlü müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşabilmek için büyük bir konsantrasyonla eserleri seslendirdiler.
Küskünlük ve kırgınlıkların bittiği bu günlerde en iyi hizmeti ve en güzeli paylaşabilmek çok önemlidir.
Bu güzellikleri duyurabilmek, tanıtabilmek, paylaşabilmek amacıyla herkes elinden gelen gayreti gösteriyor.
Onlardan bir şeyler öğrenebilmek, onlarla bir şeyler paylaşabilmek adına buradayım.
Bu doğal ortamda birlikte yaşadığımız diğer canlılara da hiçbir karşılık beklemeden onlarla birlikte bir şeyler paylaşabilmek insanın doğasında var.
Onlarla birlikte bunu paylaşabilmek adına hep beraber toplanarak buraya geldik.
Bu tip seminerler vesilesi ile savunmayı doğru bilgi ve kurumsallıkla paylaşabilmek hepimiz için çok özel anlam ifade ediyor.
Yetenekli gençler, dünyaca ünlü müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşabilmek için piyanonun tuşlarına dokundu.
Bu yıl farklı bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçireceklerine değinen Er, ziraat mühendisliği bölümünde okuyan öğrencilerin sektörel farkındalıklarını artırmak, onlara sektördeki yeni iş olanaklarını aktarabilmek için yıl içinde üniversitelerde tarım sektöründeki yenilik ve fırsatları öğrencilerle paylaşabilmek adına kariyer organizasyonları düzenlemeyi planladıklarını söyledi.
Önemli olan şehit ailelerimizin yanlarında olup acılarını paylaşabilmek.