Güncel Türkçe Sözlük
-
isim Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ,
limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek
"İçi çiçekli şimşir kaşıkla salatayı âdeta pilav yer gibi tıkınıyordu." - O. C. Kaygılı
Vikipedi
Salata, genellikle sebze veya meyvelerden oluşan sade karışım ya da üzerine yoğurt ya da sos dökülmesiyle hazırlanan ve yemeklere eşlik eden yiyecek karışımı. Kimi zaman içine et ya da peynir gibi yiyecekler de konulur. Mevsimine ve yapıldığı yöreye özgü sayısız çeşidi yapılır.
"salata" kelimesinin kullanım örnekleri.
Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde ayrıca çocuklar için Bitki Tualleri, Yaz Meyvelerinden Çiçekli Salata, Tangram, Kilden Gezegenler, Doğa Çantası, Bahçıvan Şapkası, Abeslang Yapboz ve Doğal Oyun Hamuru gibi atölyeler de düzenlenecek.
Diyetisyen Mine Özkazanç Akren şu bilgileri verdi: “İftarda, barsak hareketlerinizin yavaşlamaması için, esmer ekmek, sebze veya salata gibi posa içeriği yüksek gıdalar tercih edilmelidir.
Mevsime özeltaze malzemelerle hazırlanan yaz menüsünün salataları arasında, Trakya keçi peynirli salata, İzmir Urla’dan gelen enginar kalbi ve Kilimanjaro’nun kendi yapımı ançüez ile hazırlanan çiğ enginar salatası, yeşil ve kırmızı erikli rezene salatası, Kastamonu’dan gelen ve elle toplanan organik siyez bulguruyla yapılan siyez salatası yer alıyor.
Veysel Engin ağabeyimiz sahilde kuru fasulye yaparken, Erdal Aytok ise salata yaptı.
Isınan hava yükseldiğinden, et ve balığı buzdolabının daha soğuk olan alt raflarında, süt ürünlerini orta raflarında, çeşnileri ve ev yapımı salata sosları gibi ürünleri buzdolabını açar açmaz ilham vermesi için en üstte ve kapı içi raflarında tutun.
İlk olarak özenle seçtikleri etleri kesip teker teker şişlere dizen kardeşler, daha sonra kebabın yanına müşterilerine ikram ettikleri salata ve piyazları hazırlıyor.
Kursiyerler günün menüsünde yer alan içli köfte, ev baklavası, zeytinyağlı fasulye, sarma, lor salata, hardallı tavuk salata, Antep ezmesi, Meksika fasulye salata, kremalı mantarlı straganof ve püreyi konuklarının beğenisine sundu.
Daha salona adım atar atmaz bir yandan Japon ikebana stili çicekler ve ahşap, sıcak dekorasyon ruhunuzu okşarken diğer yandan da taze ekmek, mis gibi zeytinyağı, tarladan o sabah koparılmış roka gibi ot ve salata kokuları midenizi gıdıklıyor.
Keçiboynuzu tohumlarından elde edilen tragasol adlı zamk benzeri madde fırın mamülleri, dondurma, jöleler, reçeller, salata sosları, peynir, konserve etler, salam gibi işlenmiş et ürünleri, hardal ve diğer gıda ürünlerinde bir stabilizatör ya da koyulaştırıcı madde olarak kullanılır.
Porsiyonlarınızı küçültebilmek ve kilo kontrolünü sağlayabilmek için yemek tabaklarınızı küçük salata tabağınızı büyük seçmeyi unutmayın.
Misafirlere melisalı, lavantalı limonata ve kinoalı salata ikram edildi.
Dışarıda hazırlanmış salata, az pişmiş et ve mayonezli ürünlerin tüketilmesinden kaçınılmalıdır.
İshal nedenleri arasındaki bir başka etken olan gıda zehirlenmesinin ise bakteri toksinleri yoluyla ortaya çıkan kısa süreli bir ishal olduğunu belirten Dalkıran, oda sıcaklığında beklemiş salata, et veya mayonezli gıdalar ile konserve gıda tüketimi sonrası zehirlenme tablosunun ortaya çıkabildiğini söyledi.
Avokado'nun esas olarak taze salata meyvesi olarak tüketildiğine işaret eden Mustafa Özen, yüksek besin değeri ve tekli doymamış oleik yağ asidi içeriğiyle kalp ve dolaşım sistemine faydalı, potasyum, kalsiyum ve magnezyum açısından da oldukça zengin bir meyve olduğunu bildirdi.
Avokadonun esas olarak taze salata meyvesi olarak tüketildiğini belirten Özen, yüksek besin değeri ve tekli doymamış oleik yağ asidi içeriğiyle kalp ve dolaşım sistemine faydalı olduğunu ayrıca A, C ve E vitaminlerince, potasyum, kalsiyum ve magnezyum açısından da oldukça zengin bir meyve türü olduğuna da dikkat çekti.