Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
sonuçsuz
  • sıfat Sonuca ulaşamayan, sonuç vermeyen, neticesiz

"sonuçsuz" kelimesinin kullanım örnekleri.

Halife Süleyman İbn Abdülmelik ve kardeşi Mesleme İbn Abdülmelik komutasında gerçekleşen kuşatma da sonuçsuz kaldı.

İnanıyorum ki, ekonomik yaptırımlar, ambargolar, ablukalar, izbe planlar, sinsi operasyonlar, algın oyunları aziz milletimizin birlik ve beraberlik şuuru karşısında sonuçsuz kalacaktır.

Birlemiş Milletler’e yönelik eleştirilerini sürdüren Kurtulmuş, şunları söyledi: "Göçmen sorunu’ dersiniz Birleşmiş Milletler tavsiye eder, ’Ukrayna krizi’ dersiniz Birleşmiş Milletler gözlemcilik yapar, ’Suriye’ya barış getirin’ dersiniz Birleşmiş Milletler, sonsuz, sonuçsuz ve amaçlık bir takım otel toplantılarıyla sorunu çözebileceğini zanneder.

Yemen'in, dünyanın en fakir ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Alsoudi, ülkelerindeki iç savaşın sona erdirilmesi için uluslararası toplumun duyarsız kaldığını ve Birleşmiş Milletler çatısı altında düzenlenen barış görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığına dikkati çekti.

Tutuklu sanıklar Adem Çalışkan, Alparslan Varlık, Birkan Ercan, Ernur Çağır, Fatih Şükrü Gökçek, Hakan Altun, Hüsamettin Tursun, İlyas Uzun, Muhammet Bahtiyar Eskin, Onur Eci ve Yusuf Karpuz'un adli kontrol hükümlerinin uygulanması suretiyle serbest bırakılmaları durumunda kaçacakları veya yargılamayı sonuçsuz bırakmak amacıyla saklanacakları yönünde şüphenin var olduğunu, tutuklulukta geçirdikleri süreyle mahkum olacakları cezanın infazında hürriyeti kısıtlama yönünde bir ihlalin oluşmadığının anlaşıldığını, tutukluluk hallerinin devamına hükmedildiğini belirten Yeltepe, Türkmenistan uyruklu tutuksuz sanık Yhtyyar Annayev'in tutuklanmasına karar verildiğini ifade etti.

Lavanta bahçesini ve yağ tesislerini ziyaret eden GED Başkanı Esra Özden, ekonomiye yapılan saldırıların bu tür girişimler ve girişimciler sayesinde sonuçsuz kalacağını söyledi.

Dosya üzerinde değerlendirmede bulunarak tensip zaptını hazırlayan mahkeme, sanık can Dündar hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt dışında bulunduğu ve bu nedenle kendisine ulaşılamadığı gerekçesiyle gıyaben tutuklanmasına karar verdi.

Vatandaşların ve polislerin çabası sonuçsuz kalanca devreye TOMA girdi.

Mamafih şüpheliler, Belediye Başkanına rağmen görevlerinden kaçınmakta ısrarcı olmuş ve her başvurumuz sonuçsuz kalmıştır.

Aksi takdirde sonuçsuz neticesiz bırakılırsa bu yapanları cesaretlendirir.

İnternet sitesine idari kararla getirilen yasağın, daha ilk dakikasında siteye başka yollardan ulaşılmak sureti ile etkisiz ve sonuçsuz bırakması gösterilen oransız tepki ile örtüşmüyor.

Rektör Akgül, mesajında, devletin ve milletin barış, huzur ve güvenliğine yönelik gerçekleştirilen tüm terör eylemlerinin sonuçsuz kalacağına, teröristlerin kahraman vatan evlatların canları pahasına ortaya koyduğu mücadeleden her daim yenik ve hüsrana uğramış şekilde ayrılacağına yürekten inandığını kaydetti.