Kelime tanımını bul

Güncel Türkçe Sözlük
ucube
  • sıfat Çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan
    "Bakımsızlıktan, pislikten yaralı bereli, karınları şiş, yüzleri sarı, sıska iki ucube hâlinde süründükten sonra ölmüşler." - H. E. Adıvar

"ucube" kelimesinin kullanım örnekleri.

Kars’taki heykel tartışması: Bize bu eleştirileri gönderenler, hatta daha ileri gidip hakaret edenler Allahualem bir kere gidip, bu Kars’taki ’ucube’ diye nitelendirdiğim o eseri görmüş değiller ve görmeden konuşuyorlar, duyduklarıyla konuşuyorlar.

Bize bu eleştirileri gönderenler, hatta daha ileri gidip hakaret edenler Allahualem bir kere gidip, bu Kars’taki ’ucube’ diye nitelendirdiğim o eseri görmüş değiller ve görmeden konuşuyorlar, duyduklarıyla konuşuyorlar.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni karalayan, kötüleyen, felaket çığırtkanlığı yapan siyaset ve sivil toplum kuruluşları dış kaynaklı huşunet serumu, husumet yardımı, fitne takviyesi ile ayakta kalmaya çırpınan ucube ve ucuz zihniyetlerdir.

Sayın Başbakan taşeronların kadroya alınacağı konusunda bir açıklama yaptı ama Maliye Bakanının açıklamaları yapılacak çalışmanın hiç de kadro olmadığını özel bir statü olduğunu yani ucube marazlı bir çalışma modelinin daha getirilmek istendiğini görüyoruz.

Ama bahsettiğim çizgi filmlerle gelişen süreç içerisinde bu masum renk şiddet içerikli ucube yaratıkların kahramanlıkları, güç göstergeleri üzerine kurgulanmış bir renk odağı olarak bu masun renk giderek canavarlaştırıldı.

Doğrudan Destek adı verilen ucube bir yaklaşım ile mefluç hale düşürülmüş tarım kesimi.

Bölge, çevre düzeni, nazım planları olmadan yerleşimleri yönetmek veya bu planları hiçe sayarak sürekli imar tadilatları yapmak, plancılık anlayışına uymayacağı gibi, ortaya çıkan ucube yerleşmelerde çağdaş afet yönetim uygulamaları yapmak hayaldir.

O dönemde redif asker alma yeri olarak yapılan bu bina, daha sonra kendi orjinaline sadık kalınmadan değişik eklenti ve eklentiler yapılarak aslından çok uzaklaştırılmış, bu ucube bir yapı haline büründürülmüş.