"vahşet" ne demek

"vahşet" kelimesinin kullanım örnekleri.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Nebati, 1917’den beri işgal altında olan Kudüs’te Müslümanların yoksulluk, gasp, şiddet, işkence ve vahşet gerçeği ile sınandığını ifade ederek, "Bütün dünyanın gözü önünde BM Güvenlik Konseyi’nin 1980 tarihinde aldığı ’Hiçbir ülke Kudüs’te büyükelçilik bulunduramaz’ kararına rağmen kabadayılıkla, zorbalıkla, oldu bittiye getirilerek Kudüs’ü işgal, başkent yapma girişimleri arsızca devam etmektedir.

Kamplar eğitim kampları değil ölüm kampları olduğunu söyleyen Gülbey, "Bu kamplarda zulüm, vahşet, asimilasyon ve soykırım var.

Bahçelievler Mahallesi Kadir Atlım Ortaokulu bahçesinde düzenlenen iftar yemeğine sonrası konuşan Bakan Zeybekci, İsrail devletinin de vahşet ve zulmünü bütün dünyanın sadece seyrettiğini ifade etti.

Son 5 aydır barınakta vahşet olduğunu öne sürerek rektörümüze ve belediye başkanımıza düzeysiz bir şekilde saldırılıyor.

Daha açık söylemek gerekirse, nasıl ki İslam, fazilet sahibi insanların davranışları ve tutumlarıyla yayılmış ve yaygınlaşmışsa, selefi veya radikal bir takım kişi veya kitlelerin yaptığı kanlı eylemler yüzünden bugün bir vahşet ve terör kaynağı olarak gösterilebilme noktasına gelmiştir.